Noel ve diğer ayinlere katılmak

A -
A +

Dün, Noel'in tarihçesinden bahsederek; aslında Hıristiyanlıkta da böyle bir ibadet şeklinin olmadığını, sonradan uydurulan bir hurafeden ibaret olduğunu Batı kaynaklarından mehaz gösterek izah etmiştik. Şu bir gerçek ki, aslı olsa da olmasa da, bugün Hıristiyanlar bunu dini bir gerekçeyle, yani ibadet niyeti ile kutluyorlar. Bunun için bugün de, bir Müslüman, bunu kabul ederek veya etmeyerek Noel kutlamalarına katılsa, buna değer verse ne olur? Dinî yönden imanına, inancına zarar gelir mi bunun üzerinde durmak istiyorum... Önce şu temel bilgiyi sizlere sunayım: Bize gayri müslimlerden gelen şeyler iki çeşittir. Birincisi dinleri ile ilgisi olmayıp, âdet olarak yaptıkları şeyler. Meselâ, ceket, pantolon giymeleri, kravat takmaları, âdet olarak yaptıkları şeylerdir. Bir Müslümanın bunları kullanmasında mahzur yoktur. İkincisi, dinlerinin gereği olarak yaptıkları şeyler. Meselâ boyunlarına haç takmaları, bellerine zünnar bağlamaları, Noel, yortu kutlamaları bu kısma girer. Bunları dinlerinin gereği olarak yaptıkları için, bir Müslüman bunları ne niyetle takarsa taksın, hattâ şaka için, Hıristiyanlarla alay etmek için dahi olsa, dinden çıkar. Hıristiyanların dinlerinin gereği, ibâdet niyetiyle yaptıkları giydikleri bütün şeyler de böyledir. Bunun için Hıristiyanlardan gelen şeylerin önce aslına bakmak lâzım. Hıristiyanlar, bunu ne için yapıyorlar. Dinlerinin icâbı olarak mı, yoksa âdet olarak mı? Bu önemlidir. Küfür olan, dinden çıkmaya sebep olan şeyler zamanla âdet hâline gelse, bir kimse, bunun küfür olduğunu bilmeden kullansa, yine dinden çıkar. Küfür olan şeyin çok kimse tarafından kullanılması bunu küfür alâmeti olmaktan çıkarmaz. Çünkü bu, bilinmesi zarûrî olan bilgilerden olduğu için bilmemek özür değildir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: "Hindûların bayram günlerine, ateşe tapanların Nevruz günlerine ve Hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına hürmet etmek, o zamanlarda onların âdetlerini onlar gibi yapmak, insanı îmândan çıkarır." Yeri gelmişken biraz da diğer küfür, yani insanın dinden çıkmasına sebep olan şeyler üzerinde duralım. Çünkü bu konu çok önemli. Bırakın dinle alakası olmayanı beş vakit namaz kılan, orucunu tutan pek çok kimse bu yolla dinden çıkıyor fakat bundan haberleri olmuyor. Dinimizin emri gereğince, hürmet edilmesi, saygı gösterilmesi gereken şeylere hürmetsizlik eden, saygısızlık yapan, kötülenmesi, beğenilmemesi gereken şeylere hürmet eden, beğenen dinden çıkar. Meselâ, Allahü teâlâya, enbiyâsına, evliyâsına, âlimlerine ve bunların sözlerine, fıkıh kitaplarına, fetvâlarına tazîm edilecek, hürmet gösterilecek iken tahkîr edilirse, kötülenirse dinden çıkılmış olur. Dinimizce inanılması zarûrî olan din bilgilerinden birine inanmamak veya önem vermemek küfürdür. Meselâ, "Ben melekleri, cinnileri göremediğim için inanmam" demek, bugünkü Hıristiyanların ve Yahudilerin de Cennete gireceğine inanmak küfürdür. Dinin bildirdiği haramları, farzları kabul etmemek, önem vermemek de küfürdür. Mesela, içkinin haram olduğuna; tesettürün farz olduğuna inanmamak böyledir. Ancak kişi, harâm olan şeyin harâmlığına inanır, nefsine uyarak yaparsa, yaptığından pişmânlık duyarsa günâhkâr olur. Dinden çıkmaz. Buna îmânsız denemez... ..... TEŞEKKÜR: Ramazan ayında sizlere sunduğumuz; Vatikan'ın İslamın içinin boşaltılması, "light"laştırılması faaliyetinin önemli bir parçası olan, "Dinlerarası diyalog" projesinin belgelerle iç yüzünü ortaya koyan, "Dinlerarası Diyalog Tuzağı" kitabının birinci baskısı kısa sürede bittiği için ikinci baskısı yapıldı. Gösterdiğiniz yakın ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Temin edememiş olanlar, Arı Sanat Yayınevi'nden (0212 520 41 51) ve kitapçılardan temin edebilirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.