O güzel askerlerden olabilmek için

A -
A +

Hicretten 52 yıl sonra, İstanbul üzerine; sefer düzenlenmişti. Mısır'dan, Şam'dan, Arabistan'ın her yerinden; ayrı ordular geldi. Çünkü, Resûl-i ekrem efendimiz buyurmuşlardı ki: "İstanbul elbette fetholunacaktır! Onu fetheden emîr, ne güzel emîr; fetheden asker, ne güzel askerdir." İşte bu methedilen, övülen askerler arasına katılmak arzûsuyla Müslümanlar, akın akın İstanbul'un fethine koştular. O sırada, Hz. Ebû Eyyûb rahatsızdı. Fakat sefer haberlerini duyduğunda, heyecanla doğruldu. Hele İstanbul gazâsını işitince, gözleri parladı. Hazırlıklara başladı. Yakınları dediler ki: - Yâ Ebâ Eyyûb! 70 yaşını geçtin. Üstelik hastasın. Bu sefer ise, uzun ve tehlikelidir. Hz. Eyyûb'un cevabı tereddütsüz ve kesin oldu: - Sefere katılmamak, gazâyı terketmek daha tehlikelidir. Seferin bütün güçlüklerini katlanıp surların yakınına kadar geldi. Burada hastalandı.. Güçlükle konuşmaktadır: - Mücâhidlere selâm söyleyiniz. Onlara Resûl-i Kibriya Efendimizden duyduğum şu mübârek sözleri bildiriniz: "Her kim, Allaha şerîk koşmadan, rûhunu teslim ederse; cenâbı Hak da onu, Cennetine koyar." Etrafındaki gâzi ve askerler, gizli gizli ağlıyorlardı. Son bir gayretle şunları fısıldadı: "Sizlere vasiyetim olsun: Öldükten sonra cesedimi, burada bırakmayın! Gâzilerin girebildikleri, en uzak yere götürün! Bizans topraklarının, İstanbul'a en yakın noktasına defnedin. Zîrâ Peygamber efendimiz; "Kostantiniyye'de kalenin yanında bir racül-i sâlih defnolunacaktır" buyurmuştu. Ertesi gün büyük Sahâbî, şehâdet kelimeleri arasında temiz rûhunu, yüce Allaha teslim etti. Sevgili Resûlullaha kavuştu. Vasiyeti aynen yerine getirildi... Bizanslılar tarafından bile mukaddes bilinen kabr-i şerîfi, 800 yıldan fazla gizli kaldı. Tâ ki İstanbul, Osmanlılar tarafından fethedilene kadar. Yüce Allahın izniyle, o güzel emîr, Fatih Sultan Mehmed Hân ve o güzel asker, Osmanlı askeri oldu... İşte ancak o zaman, 800 yıldır bekleyen sabırlı Ebû Eyyûb hazretlerinin yüzü nûrlandı. Kendisini gönülden arayan Fâtih'in hocası Akşemseddîn kabrinden yükselen nurdan kabrinin yerini tesbit etti. Allahın en sevgili kulu ve Peygamberine, ev sahipliği yapan Hz. Ebû Eyyûb; şimdi de bizlere ev sahipliği yapmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.