Resulullah efendimiz babası Zeyd gibi oğlu Usame'yi de çok severlerdi. Rumlarla savaşmak üzere hazırlanmasını emir buyurdukları ordunun başına bunu kumandan tayin ettiler. Sonra kendisine buyurdular ki: - Ey Üsâme! Şam'da Belka sınırına, Filistin'deki Darum'a, babanın şehîd edildiği yere kadar, Allahü teâlânın ismiyle ve bereketiyle git! Seni bu orduya başkumandan tayin ettim. Übnâlıların üzerine ansızın varıp üzerlerine şimşek gibi saldır! Varacağın yere haber ulaşmayacak şekilde hızlı git! Yanına kılavuzları alıp, casus ve gözcüleri önünden ilerlet! Allahü teâlâ zafer ihsân ederse, onların arasında az kal! Çürüf'te karargâh kurmalarını emir buyurup, mübârek elleriyle sancağı bağlayıp, Hz. Üsâme'ye verdiler. Mescidde minbere çıkıp buyurdular ki: - Ey Eshâbım! Üsâme'nin babası Zeyd, kumandanlığa nasıl lâyık ve benim katımda nasıl sevgiliyse, ondan sonra oğlu Üsâme de kumandanlığa öyle lâyıktır. Üsâme, benim katımda insanların en sevgililerindendir. Hz. Üsâme ve savaşa gidecek olan Eshâb-ı kirâm, Peygamberimizle vedâlaştılar. Hz. Üsâme'nin kumandası altında savaşa gideceklerin arasında Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir de vardı. Kendi çocukları yaşında üstelik azadlı bir kölenin oğlu komutasında savaşa canı gönülden katılmaları çok ibretli bir olaydır. Sabahleyin Hz. Üsâme, Peygamber efendimizin yanına geldi. Resulullahın hastalığının ilerlemiş olduğunu gördü. Hz. Abbâs, Peygamberimizin mübârek ağzına ilâç veriliyordu. Hz. Üsâme'yi görünce ona duâ ettiler ve, " Allahü teâlânın bereketiyle, kuşluk vakti yola çıkınız!" buyurdular. Ordu hareket etmek üzereyken, Peygamber efendimizin vefât haberi geldi. Bunun üzerine sefer tehir edildi. Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk, "Peygamber efendimizin vefâtından önce, mübârek cenâzelerinin yıkanmasıyla ilgili olarak Resûlullahtan işittim ki; "Beni, Ehl-i beytim yıkasın" buyurmuştu. Abbâs ve Ali yıkasınlar" dedi. Hz. Abbâs, oğlu Fadl ile beraber geldi. Hz. Ali dahî geldi. Hz. Ebû Bekir Hz. Ali'ye, "Yâ Ali, Resûlullahı sen yıka!", Hz. Üsâme'ye de, "Onlara hizmet et!" buyurdu. Hz. Ebû Bekir, Eshâb-ı kirâm ile kapıda bekledi. Ensârdan Evs bin Havli'yi de yardım için içeriye soktu. Hz. Üsâme, Peygamber efendimizin mübârek cenâzelerini yıkamak, kefenlemek ve kabr-i şerîfine indirmekle şereflendi.