Rum hükümdarı Heraklius, Resulullahın davet mektubundan ve O'nun hakkında söylenenlerden çok etkilenmişti. Rum papazlar bundan endişe düymaya başlamışlardı. Diğerlerini çıkarttıktan sonra hükümdar Hz. Dıhye'yi çağırttı. Hz. Dıhye, o mübârek güzel yüzü ile Heraklius'un karşısına geçip, tatlı sesi ile dedi ki: "Ey Kayser beni sana, Humus'tan Hâris adlı bir kimse gönderdi ki, o, senden hayırlıdır. Allahü teâlâya yemîn ederim ki, beni ona gönderen zât, ya'nî Resûlullah ise, hem ondan, hem de senden daha hayırlıdır. Sözlerimi alçakgönüllülükle dinleyip, verilen nasîhatleri kabûl et! Çünkü alçakgönüllülük edersen nasîhatları anlarsın. Nasîhatları kabûl etmezsen insaflı olamazsın. Ben seni, Mesîh'in kendisine namaz kılmış olduğu Allaha da'vet ediyorum. Seni, önceden Mûsâ'nın, ondan sonra Îsâ'nın geleceğini müjdeleyip haber verdiği şu Ümmî Peygambere îmâna da'vet ediyorum. Eğer bu husûsta bir şey biliyor, dünya ve âhıret saâdetini kazanmak istiyorsan, onları gözlerinin önüne getir. Yoksa âhıret saâdetini elinden kaçırır, dünyada küfür ve şirk içinde kalırsın. Şunu da iyi bil ki, senin Rabbin olan Allah, zâlimleri helâk edici ve ni'metleri değiştiricidir." Heraklius, Peygamberimizin mektubunu okuyunca, öpüp gözlerine sürdü ve başına koydu. Sonra da şöyle dedi: - Ben, ne elime geçen bir yazıyı okumadan, ne de yanıma gelen bir âlimden bilmediklerimi sorup öğrenmeden bırakmam. Böylece hayır ve iyilik görürüm. Sen bana hakîkatı düşünüp buluncaya kadar mühlet ver. Heraklius daha sonra Hz. Dıhye'yi tekrar yanına çağırıp başbaşa konuştu. Kalbinde olanı izhâr etti. Dedi ki: - Ben biliyorum ki seni gönderen Zât, kitaplarda geleceği müjdelenen ve gelmesi beklenen âhır zaman Peygamberidir. Yalnız ben Ona uyarsam; Rumların beni öldürmesinden korkuyorum. Onların içinde en büyük âlimleri ve benden daha ziyâde itibâr gösterdikleri bir kimse vardır ki, Dağatır derler. Seni ona göndereyim. Bütün Hıristiyanlar ona tâbi'dir. Eğer o îmân ederse, bütün hepsi ona uyup îmân ederler. Ben de o zaman kalbimde olanı ve i'tikâdımı açığa vururum. Bundan sonra Heraklius bir mektup yazdı ve Hz. Dıhye'ye verip, Dağatır'a gönderdi. (Devamı yarın)