"Ömer'den âdilini bulamadım!"

A -
A +

Ebû Bekir Sıddîk hazretlerinin bu dünyadan göç etmek vakti yaklaşınca bir vasiyetnâme yazdı. Halife olacak şahsın ismini yani Hazreti Ömer'i yazdı. Eshâbdan bazıları gelip, dediler ki: Niçin böyle ettin, Ömer bin Hattâb sert tabî'atlı kimsedir. Allahü teâlâ huzurunda, Ömer'i Müslümanlar üzerine getirdiğinden dolayı, ne hüccet getirirsin? Sıddîk buyurdu ki: Beni kaldırın, oturtun. Oturup, buyurdu ki: Eğer Hak teâlâ, benden niçin Ömer'i halife ettin diye sual buyurursa, ben Cevap veririm ki; yâ ilâhelâlemîn. O gün yeryüzünde, Ömer'den âdil kimse bulamadım. O sebebden Ömer'i halife tayîn ettim... Sonra Hazreti Ömer hilâfet makâmına oturdu. Etraftan insanlar gelip, sorarlardı emîr kimdir diye. Kurt koyun ile berâber su içip, dolaşır, hiç ziyân etmez. Hazreti Ömer o kadar âdil davrandı, adâlet gösterdi ki, Müslümanlar maksadlarına kavuştular. Dul kadınlara suyu kendi çekerdi. Ve unu kendi satın alırdı ve kendi götürürdü. Hamallara yardım ederdi. Der idi ki: Bir miktar yol ben götüreyim ve bir miktar sen götür. Köle ve câriye su çekmekten veyâ un öğütmekten âciz kalmış ise, yardım ederdi. Geceleri Abdürrahmân bin Avf ile berâber şehri dolaşıp, bekçilik ederdi. Abdürrahmân bin Avf der ki: Ben Hazreti Ömer'den acâiblikler gördüm. Ne gördün, dediler? Buyurdu ki: Hayatta olsa, ben söylemeye kâdir olmazdım. Birisi odur ki; her gece ikimiz şehri dolanırdık. Bir mahalleye varırdık. Ömer bana der idi ki: Sen burada dur. Ben de muhâlefete kâdir olamayıp, dururdum. Varıp, bir zamandan sonra, gelirdi. Sual etmeye de cür'et edemezdim. Vefâtlarından sonra bir gece o mahalleye varıp, bir ev içine girdim. Bir ihtiyâr kadın gördüm. Kendi kendine "acabâ ne oldu ki, Ömer bu gece gelmedi" diyordu. Ben dedim ki: Ey hâtun! Ömer dünyadan göçtü! Kadın bunu işitince, bir âh çekip, bayıldı. Sonra aklı geri geldi. Dedi ki: Ey Allahım! Bana yardımda bulunan Ömer'i affet. Ona dedim ki: Ne yardım ederdi. Gündüz vakti üzerimi kirletirdim. Onu dışarıya bırıkırdım o gelip yıkardı. Bana yiyecekten ne nesne gerek ise, getirirdi. Dedim ki: Ey hâtun! Ben de Ömer'in arkadaşıyım. Eğer o gitti ise ben sağım. Ben Ömer'in yaptığı işleri yapayım. Beni çağırıp, dedi ki: Ömer'in yerini kim tutabilir. Eğer Ömer'in arkadaşı isen, bana dua eyle, yardım et. Hemen dedi ki: Yâ ilâhel âlemîn! Ben o hastalığı Ömer'in yardımı ile çekerdim. Ömer gitti. Benim rûhumu kabz eyle ki, ben Ömer'siz ömür istemem... Bunu dedi, o sâat duası makbûl olup, dünyadan göç etti. Ben ağladım. Techîz ve tekfînini yapıp, defnettim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.