"Ona bir kötülük yapmayın!"

A -
A +

Semud kabilesi insanlarının yavaş yavaş iman ettiklerini gören puthane muhafızı Darid, yüksek bir sesle bağırdı: "Ey Semud kabileleri! Sihir olan bir şeye ne kadar çabuk meylediyor ve Salih'i peygamber kabul ediyorsunuz. Gelin putlarımıza gidelim de, bundan daha acayibini onlar bize göstersin!" Bu sözler karşısında birçoğu tereddüt gösterip, iman etmediler. Cenda'nın kardeşi Şihab iman etmek üzereyken, vazgeçip küfrü seçti. Semudlular bu durumu görüp, imansızlıkta ısrar ettiler ve onu, kendilerine kumandan, reis seçtiler. Tacı onun başına koydular. Cenda şehre döndü. Evindeki putları kırıp koltuğunu parçaladı. Kendine ait malları iman edenlere taksim etti. Sert, keçeleşmiş bir elbise giydi ve Semudlular arasında dolaşmaya başladı. Onlara, "Ey Semudoğulları, devenin söylediğini söyleyiniz, lâ ilâhe illallah Salih nebiyyullah, deyiniz!" dedi. Semud kabileleri kötü sözlerle onunla alay etmeye başlayarak, "Yazıklar olsun sana ey Cenda! Salih'in sihrine kandın" dediler. O da şöyle cevap verdi: "Sizin aranızdaki itibarımı ne çabuk unuttunuz. Ben kendim için bu dini seçtim. Rabbimin azabından korkum çoktur." Daha sonra Cenda, Hazreti Salih'ten hiç ayrılmaz oldu. Allahü teâlâya ibadete başladı. Kayadan istedikleri cins deve çıkınca, Salih aleyhisselam, onlara, Allahü teâlânın; "İşte istediğiniz dişi deve; su bir gün o devenin, bir gün de sizindir. Su içmekte ona dokunmayın! Sakın dövmek, öldürmek suretiyle, ona bir kötülük yapmayın! Yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar" şeklindeki kesin azap emrini de tebliğ etti. Deve, yavrusuyla birlikte dağlara çıkar, ağaçlar kendisine dallarını eğerdi. O da en lezzetli yaprakları yer, sonra vadilerde otlardı. Semudun hayvanları onu görünce, korkup kaçarlardı. Deve, akşam olduğunda şehre gelir, Semudlular da gelip, kaplarını sütle doldurur giderlerdi. Sağmak zahmeti olmadan, süt, kaplarına akardı. Deve, daha sonra Hazreti Salih'in ibadet ettiği yerin civarına gelir, orada kalır, sabaha kadar Allahü teâlâyı tesbih eder, sabah olunca da tekrar meralara giderdi. Deve, Allahü teâlânın izni ile dile gelir, Semudluları imana davet ederdi. Semudluların bir su kuyusu olup, etrafında bir havuzu vardı. Deve su nöbetinde oraya gelir, doyuncaya kadar su içerdi. Semudlular, bir gün su, bir gün de devenin sütünü içiyorlardı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.