Önce Allahü teâlânın hakkı gelir. Ahkâf sûresinin onbeşinci âyetinde meâlen, "İnsanlara, analarına babalarına ihsân etmelerini söyledik" buyuruldu. Lokmân sûresinin ondördüncü âyetinde meâlen, "Bana ve anana babana şükret!" buyuruldu. Böyle olmakla berâber, bütün bu iyi işler, hakîkî varlığa kavuşmak yanında boş, faydasız kalırlar. Allahü teâlânın hakkı, bütün mahlûkların haklarından daha önce gelir. Onların haklarını gözetmek de, Onun emri iledir. Yoksa, Onun hizmetini bırakıp da, başkalarına hizmet etmek kimin elinden gelebilir? Bunun için, başkalarına hizmet etmek, Ona olan hizmetlerden biri olur. Fakat, hizmetler arasında çok fark vardır. Tarlayı sürenler ve ekini biçenler de, pâdişâhlara hizmet etmektedir. Fakat, sarayda olanların yapdıkları hizmetlerin şerefi başkadır. Her işin karşılığı, o işin kıymetine göre ölçülür. Tarla sürenler, sabâhtan akşama kadar ter içinde çalışır. Buna karşılık, az birşey alır. Mukarrebler yani sultâna yakın olanlar ise, her saatte yüzlerce lira alırlar. Böyle olmakla berâber, bunların bu paralarda hiç gözleri yoktur. Gözleri, gönülleri hep sultândadır. Hadîs-i şerîfte, "İnsan, sevdiği ile birliktedir" buyuruldu. Fırsatı ganîmet bilmelidir. Vakitleri çok kıymetli ni'met bilmelidir. Modaya, âdetlere uymakla ele birşey geçmez. Yalan sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyân ele geçer. Muhbir-i sâdık, yani hep doğru söyleyici "aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti etemmühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ" "Helekel-müsevvifûn" buyurdu. Yani sonra yaparım diyenler helâk oldular. Bugünkü ömrü vehm ve hayal için harcetmek ve hayal olan şeyleri ele geçirmek için, mevcûd olanları elden kaçırmak çok çirkin bir iştir. Elde bulunan şeyi, en ehemmiyyetli, en kıymetli şey için kullanmak gerekir. Karışık, zararlı, faydasız şeyler geriye bırakılmalıdır. Hak teâlâ, mâsivâsı ile yani Ondan başka şeyler ile olan rahatlıktan kurtarmak için, bir parça rahatsızlık versin! Dedikodu ile ele birşey geçmez. Kalbin selâmetini istemelidir. Asıl lâzım olan işi düşünmeli, lüzûmsuz, faydasız şeylerden tam kaçmalıdır. Her ne ki güzeldir, Allah sevgisinden başka/Hepsi câna zehirdir, şeker gibi de olsa...