"Onlar, Cenab-ı Hakkın size emanetidir!"

A -
A +

İslâmiyetin kadına verdiği kıymeti hiçbir din, hiçbir düşünce vermemiştir. Dinimize göre kadın evin sultanıdır. Kocası onun her türlü ihtiyacını ayağına getirmek zorundadır. İslâmiyette kadın, geçim derdinden, düşüncesinden kurtulmuştur. O, çalışarak, didinerek para kazanmaya mecbur değildir. Cenab-ı Hak, kadını erkeğe; onu koruması, kollaması, himaye etmesi için emanet olarak vermiştir. Nasıl ki, emanet üzerine titiz durulur, emanete hıyanet edilmezse, kadına da dinimiz böyle davranılmasını emretmektedir. MÜSLÜMANLARIN EN HAYIRLISI Bunun için erkeğin kadına iyi davranması, onu üzmemesi lazımdır. Erkeğin kadına kaba, sert davranması ona şiddet uygulaması caiz değildir. Cenab-ı Hak Kur'an-ı kerimde Nisa Suresi 34. ayeti kerimesinde, kadını erkeğin himayesine verdiğini, onu himaye etmesini emretmektedir. Peygamber Efendimizin Veda Hutbesinde, "Kadınlarınıza eziyet etmeyiniz! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emanetidir. Onlara yumuşak davranınız, iyilik ediniz" buyurmuştur. Bir hadis-i şeriflerinde de; "Cennet anaların ayakları altındadır" buyurularak, kadına değer verilmesinde eşsiz bir hassasiyet gösterilmesi emredilmiştir. Bir hadîs-i şerîfte, "Bir erkek, hanımını döverse, kıyâmette ben onun davacısı olurum" buyurulmuştur. Bunları bilen, yanlış yapmaktan korkan erkekler dünyâ işlerindeki kusûru için, dövmek şöyle dursun, acı, sert bile söylememişlerdir. Peygamber Efendimiz, hanımlarına el kaldırmayı bırakın onlara sert bir söz bile söylememişlerdir. Her zaman onları hoş tutmuşlardır. Nitekim hadis-i şeriflerde şöyle buyuruldu: "Müslümanların en iyisi, en faydalısı, hanımına en iyi, en faydalı olandır. Sizin aranızda hanımına karşı en iyi, en hayırlı, en faydalı olan benim." "Müslümanların îmân yönünden en üstünü, ahlâkı en güzel olanı, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranandır." İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir. Onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belâlara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükâfâtlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Âsiye gibi sevâba kavuşur." Kur'ân-ı kerîmde de, "Onlarla iyi, güzel geçinin!" buyuruluyor. (Nisâ 19). Ona, yanında ve olmadığı zamanlarda, hep hayır duâ etmeli, bedduâ etmemelidir. Aile içinde kadın ve erkeğin birbirlerini anlayıp hoşgörü sahibi olmaları, vazifelerini eksiksiz yerine getirmeleri aile saadeti için şarttır. Karşılıklı saygı ve vazifelerin ne olduğunun bilinmesi, yuvanın huzurlu olması için önemli hususlardır. Ailede disiplini, uyumu baba sağlar. Baba adaletli davranırsa, ailede huzur olur. RAHAT VE HUZUR İÇİN Son devir İslam büyüklerinden Hüseyin Hilmi Işık "Kuddise sirruh" erkeğin hanımına karşı davranışının nasıl olması lazım geldiği hususunda buyuruyor ki: "Hayat arkadaşını üzmek, incitmek aile saadetinin bozulmasına sebeptir. Zalim, huysuz kimse, hayat arkadaşını devamlı üzerse onun asabı bozulur. Sinir hastası olur. Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar meydana gelir. Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahv olmuştur. Saadeti sona ermiştir. Eşinin hizmetlerinden, yardımlarından mahrum kalmıştır. Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor aramakla, ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer. Bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur. Dizlerini dövmekte ise de, ne yazık ki, bu pişmanlığının faydası yoktur. O hâlde, ey Müslüman! Hayat arkadaşına yapacağın huysuzlukların, işkencelerin zararlarının kendine de olacağını düşün! Ona karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalış! Bunu yapabilirsen, rahât ve huzur içinde yaşar, Rabbinin rızasını da kazanırsın!" (Seadet-i Ebediyye)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.