Dört büyük halifenin üstünlüklerini bildiren hadis-i şerifler: "Ebû Bekir, İslam'ın tâcıdır. Ömer, İslam'ın hullesidir [elbisesidir]. Osmân, İslam'ın cevâhiri ile süslü imâmesidir. Ali, İslam'ın güzel kokusudur." Her kim başına tâc koymak, hulleyi örtünmek, süslü imâmeyi [sarığı] başına bağlamak ve güzel koku sürünmek isterse, karanlığın [zulmetin] ışığı ve doğru yol üzere olan bu imâmlara uymalıdırlar. Zîrâ onlar yağmura benzer ki, nereye düşerlerse faydalı olurlar. "Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Âişe; Allahü teâlânın âlidir. Ali ve Hasen, Hüseyin ve Fâtıma; benim âlimdir. Allahü teâlâ kıyâmet gününde, kendi âli ile benim âlimin arasını Cennet bahçelerinden bir bahçe ile birleştirir." "Yâ Rabbî! Ümmetimden eshâbıma verdiğin bereketi geri tutma. Eshâbımdan Ebû Bekir'e verdiğin bereketi ondan geri tutma. Eshâbımı Ebû Bekir etrâfında topla. Onun işlerini dağınık etme. Ebû Bekir dâimâ senin işini kendi işleri ve meşgûliyyetleri üzerine tercih etmiştir. Allahım! Sen Ömer bin Hattâb'ı azîz kıl. Osman'ı sabır ve tahammül üzerine kıl. Alî'ye tevfiki refîk kıl." "Ebû Bekir'in sevgisi gufrânı vâcib kılar. Ömer'in sevgisi isyânı mahv eder. Osman'ın sevgisi îmânı kuvvetlendirir. Alî'nin sevgisi, Cehennem ateşini söndürür." "Allahü teâlâ Ebû Bekir'e rahmet etsin. Bana kızını tezvîc etti. Beni hicret şehrine götürdü. Yani bana deve verdi ve bana mu'âvenet etti. Ve yoldaş oldu. Mekke-i Mükerremeden, Medîne-i münevvereye vardık." Âlimlerden bazısı derler ki, "hamelenî dâr-ı hicret" (Beni hicret diyârına taşıdı)nın manâsı odur ki, Resûlullah Efendimiz hicret gecesi, Mekke'den dışarı çıktılar. Bir miktar yaya gittiler. Bir miktar yol gittikten sonra yoruldular. Gitmeye ta'katları kalmadı. İstedi ki o yere otursunlar. Hâlbuki müşrikler yollara gözcüler koymuşlar idi. Ebû Bekir hazretleri, kâfirler izlerince gelip, bunları bulurlar diye korktu. Resûlullah Efendimizi arkasına alıp, Allahü teâlânın kendisine güç ve kuvvet vermesi ile, üç mil yahut dahâ ziyâde mesâfe miktarı götürdü. Sonra develerin yanına vardılar...