Din büyüklerinden biri rivâyet eder: Medâyin'de bulunuyordum. Her nerede bir kimse vefât etse, varıp ona kefen sarardım. Bir kimse gelip dedi ki, Kufe ehlinden bir kervân geldi. Aralarında biri vefât etti. Gelip kefen sarasın. Hizmetçimi kefen almaya gönderdim. Ben o kimsenin meyyitini görmeye vardım. Yanına vardım. Gördüm ki, vefât eylemiş. Karnı üzerine bir kerpiç koymuşlar. Âniden o meyyit kalkıp oturdu. Feryâd edip, dedi ki: Yazıklar olsun bana, vay bana! Ben dedim ki: "Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah" söyle. Bana dedi ki: Bu kelime-i şerîfeyi demez olur muyum? Lakin ben kavmim ile olurken, onlar Ebû Bekr ve Ömer ve Osmân'a "radıyallahü teâlâ anhüm" dil uzatıp, uygunsuz sözler söylerlerdi. Ben de onlara uyardım. Sonunda helâk oldum. Beni Cehennem'e iletip yerimi gösterdiler. Benim rûhumu geri verdiler ki, halka haber vereyim. Sakın, sakın, o serverlere dil uzatmayın!.. Bu sözleri tamam ettikten sonra, tekrar öldü. Büyüklerden biri Şâm şehrine uğrar. Bir mescidde sabah namazını kılar. İmâm namazı kıldıktan sonra, arkasını mihrâba dönüp, Ebû Bekr, Ömer ve Osmân "radıyallahü teâlâ anhüm" hazretlerinin haklarında uygunsuz sözler söylemeye başlar. O büyük zât, imâmdan bu sözleri işitince çok üzülüp ve mahzûn olarak kalkıp, yoluna gider. Bir seneden sonra yine yolu Şâm şehrine uğrar. Tekrar o mescide varıp, sabah namazını kılar. Namazı kıldıktan sonra, imâm olan kimse, arkasını mihrâba dönüp, O serverlerin büyüklüklerinden bahsetmeye, onları methetmeye başlar. O büyük zât, cemâatten birine sual eyler ki; bu imâm geçen sene o serverlerin şânlarına uygunsuz sözler söyledi. Şimdi de medh ve senâ etti. Sebebi nedir? O Müslüman dedi ki: Önceki imâmı görmek ister misin. O büyük zât tabii, görmek isterim dedi. O da önüne düşüp, bir odaya girdiler. Gördü ki, acayip bir kılıkta, boynundan zincir ile bağlı, yatar. O büyük dedi ki: Bu hal nedir? O Müslüman dedi ki: Geçen seneki imâm budur. O din büyüklerine hâşâ, uygunsuz sözler söylerdi. Bir gün arkasını mihrâba dönüp, kötü âdeti üzere kötü sözler söylerken, değişip, bu sûrete girdi. O büyük yanına varıp sordu: Sen geçen seneki imâm mısın? O da eli ile başına işâret edip ve gözlerinden yaş akıttı. Bu büyüklere dil uzatmasının neticesinde bu hale gelmişti.