"Onları tevhide çağır!"

A -
A +

Ad kavmi, ellerindeki kuvvet ve imkânları ile etrafa dehşet saçıyorlar, bundan da zevk duyuyorlardı. Bu zamanda Ad kavminin meliki, Halcân bin Vehm isminde, vicdansız, zâlim bir kimse idi. İşte böyle bir zamanda, edep ve hayâ bakımından her türlü azgınlık ve taşkınlığa sahip olan, hak hukuk tanımayan Ad kavmi içinde, bir zat yetişiyordu. Bu seçilmiş zat, Hud aleyhisselam idi. Hud aleyhisselamın Ad kavmi ile olan münasebeti, sadece nesep bakımından onlarla aynı olması ve aralarında yetişmesi idi. Başka hiçbir yönden onlara benzemiyordu. Allahü teâlânın bir ihsanı olarak, yaratılıştan, fevkalâde bir güzelliğe sahip olan Hz. Hud, kavminin en güzeli ve ahlâkça en üstünü olup, dedesi Âdem aleyhisselama çok benziyordu. Muhammed aleyhisselamın nuru, Hz. Hud'un mübarek alnında ay gibi parlıyordu. Daha küçüklüğünden itibaren, kendisine; "Muhammed aleyhisselamın nuru senin alnındadır. Putları kırmak, küffârı öldürmek ve küfür ateşini söndürmek, Ona nasip olacak" diye nida edildiğini duyardı. Hud aleyhisselam, Nuh aleyhisselamın dininde olup, o din üzere ibadet ederdi. Kavmi arasında, sevilen, sayılan, hürmet edilen bir kimse idi. Gayet halim, selim, yumuşak huylu ve şefkatli olan Hud aleyhisselam temiz, itibar sahibi ve soylu bir aileye mensup idi. Doğruluk ve dürüstlüğü ile başkalarından tamamen farklı bir hâlde olduğu, herkes tarafından bilinirdi. Cesareti ve zekâsı ise, fevkalâde idi. Kavminin itibar ve itimadını kazanmış olduğundan, herkes arasında "Emin" lakabı ile tanınmış idi. Hud aleyhisselam, kavminin bu azgın hâline baktıkça çok üzülüyor, müdahale edemiyor ve karşı gelemiyordu. Gayet sakin olan, hiç kimseye bir şey söylemeyen, bununla beraber vekar ve heybet sahibi olan Hz. Hud'a, Ad kavmine peygamber olduğu bildirildi. Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla Hz. Hud'a şöyle vahyetti: -Ey Hud! Kavmin arasından seni seçtim ve seni Ad kavmine peygamber kıldım. Onlara git! Kendilerinden korkma! Ben onlara, senin için, mucize olacak şeyler gösteririm. Ya Hud! Ben onlara, altından tahtlar, çok mal ve servet yanında, kendilerinden evvel hiçbir kavme nasip olmayan uzun ömür ve çok kuvvet verdim. Onlara gökten bol yağmur yağdırdım. Yerden çeşit çeşit otlar bitirdim. Rızkımı yiyip, benden başkasına ibadet ediyorlar. Ey Hud! Sen, benim kulum ve peygamberimsin. Onlara git! Kendilerini tevhide çağır ve benden başka ilâh olmadığını, bir olduğumu, ortağımın bulunmadığını söyle ve inanmaya davet et!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.