Geçmişteki İslam büyüklerinin hallerini, yaşayışlarını günümüz insanının anlaması, idrak etmesi mümkün değildir. Mâlik bin Dinar hazretleri evinin bahçesinde bir kabir kazdırmış; her gece kabre iner, sabaha kadar orada ibadet edermiş. O buyurdu ki: "Halifelik görevi, mü'minlerin emiri Hz. Ömer'e havâle edildiği zaman, O, ne geceleri uyuyordu, ne de gündüzleri. O diyordu ki: Eğer ben, geceleri uyumuş olsam kendimi kaybetmiş olurum. Eğer gündüzleri uyumuş olsam, milletimi kaybederim. Halbuki ben onlardan mes'ûlüm." Yahya bin Main şöyle demiştir: "Ahmed bin Hanbel gibi bir zat daha görmedim. Elli sene onunla sohbet ettim. Kendinde bulunan üstünlüklerden hiç biriyle asla kendini methetmedi." Oğlu Abdullah: "Babam her gece Kur' an-ı kerimin yedide birini okur, her yedi günde bir hatim ederdi. Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz istirahat eder, sonra kalkıp sabaha kadar ibadet ve taatla meşgul olurdu. Giydiği elbiseyi en ucuz kumaştan yaptırırdı. Çok kere az şey yer, "Ölecek olan kimse için, bunlar çok bile" derdi. İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: Ey kardeş, kendi haline bir bak. Bir de şu zamanımızın bazı dindar geçinenlerinin sözlerini düşün. Bunlar haram ve şüpheli şeyleri yemekten sakınmıyorlar; kıymeti yüksek elbiseler giyiyorlar, dillerinde en çok dolaşan söz ise: "Allah'ın lûtuf ve fadlı geniştir." cümlesi oluyor. Onlar, haramları yemekle beraber makamlarının noksanlaşmayacağmı sanıyorlar.. Ey kardeş, aklını başına al. Eğer nefsine söz geçirebiliyorsan, onunla münakaşa ve mücadele et. Hâlini iyileştir, islâh et! Yusuf bin Hâlid anlatır: "Ebû Hanife önceleri ancak gecenin yarısını ihya ediyordu. Bir gün bir yerden geçerken onu gören bir topluluk, onu kasdederek: "Bu zat, bütün geceyi ibadetle geçirir." dediler. Bunu işiten İmam, "Halk bizi, yapmadığımız şeyle vasfediyor." dedi. Bundan sonra bütün geceyi ibâdetle ihya etmeye başladı. Ve ölünceye kadar buna devam etti." Ebû Muti' diyor ki ki: "Ebû Hanife geceleri yatak üzerine yatmazdı. Oturduğu yerden az bir miktar dalıverirdi, o kadar." Ebû Mesher hazretleri, ne gecesinde, ne de gündüzünde yanını yere koyup yatmazdı. Onun yastığı dizleri idi. Öğle ile ikindi arasında az bir miktar uyuyordu. Hepsi o kadar." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr