Musa aleyhisselâmın kavmi, temsilcilerin anlattıklarından korkup, "Arz-ı Mev'ûd"u ele geçirmek için yapılacak harpten vazgeçtiler. İçlerine korku düşüp, feryada başladılar. "Keşke Mısır'da ölseydik. Yahut burada ölsek de, Allah bizi o zalimlerin memleketine sokmasa. Yoksa hanımlarımız, çocuklarımız ve mallarımız ganimet olarak kalacak" dediler. Temsilciler arasında bulunan Yûşa bin Nûn ile Kâlib bin Yuknâ ise kavimlerine gelip, Erîha beldesi ahalisinin kötü hâllerinden bahsetmediler. Diğer kabilelerden, o belde ahalisi hakkındaki haberleri duyanlara ise, korkulacak birşey olmadığını, Allahü teâlânın yardım ve inayetiyle Erîha'nın fethedileceğini bildirip, Musa aleyhisselâma yardımcı olmaya çalıştılar. Onlara dediler ki: - Ey İsrailoğulları! Amâlikalıların şehrinin kapısından hemen girin! Onların vücutlarının büyüklüğünden korkmayın! Biz onları gidip gördük ve öğrendik. Onların bedenleri büyük ve kuvvetli, fakat kalbleri zayıftır. Sizinle harp etmeye ruhî metanetleri yoktur. Bir defa kapıdan girdiniz mi, Allahü teâlânın vaat ettiği yardımın size gelmesiyle, elbette siz galiplerden olursunuz. Siz, gerçekten inanan, Allahü teâlânın vaadini tasdik eden kimseler iseniz ve Musa aleyhisselâmın peygamber olduğuna inanıyorsanız, düşmanların boy ve cüsselerine bakarak aldanmayınız! Onlardan korkmayınız! Size ilâhî yardımın geleceği hususunda ve her hâlinizde Allahü teâlâya tevekkül ediniz! İsrailoğulları, Yûşa aleyhisselâm ile Kâlib bin Yuknâ'nın söylediklerine inanmadılar ve Musa aleyhisselâmın nasihatlerine uymadılar. Yûşa bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ aleyhimesselâmı taş ve sopalarla öldürmek istediler. İsrailoğulları Yûşa bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ'yı taşlayıp, Musa aleyhisselâma karşı gelerek Allahü teâlâya isyan edince, Musa aleyhisselâm üzüldü. Allahü teâlâ, İsrailoğullarını kırk sene müddetle "Arz-ı Mev'ûd" denilen bölgeye girmelerini haram kıldığını ve onların Tîh sahrasından çıkamayacaklarını bildirdi. "Biz harbe gitmeyiz!" diyerek isyan eden kimseler, kırk sene müddetle Tîh sahrasında şaşkın bir hâlde dolaştılar. Kırk senenin sonuna doğru, Harun aleyhisselâm ve ondan üç sene sonra da kardeşi Musa aleyhisselâm vefat etti.