Dünya malına tamah edip Yuşa aleyhisselama beddua eden Bel'am bin Baura'nın dili ağzından çıkıp göğsü üzerine sarktı. Allahü teâlânın kendisine ihsan ettiği nimetlerin kıymetini bilmeyen, irade-i cüz'iyesini şeytanın ve kötü insanların istekleri doğrultusunda kullanan Bel'am bin Baura, nefsin ve şeytanın saptırmasıyla, dünya malına ve kadına meylederek yeni hileler peşine düştü ve imansız öldü. Kur'an-ı kerimde A'raf suresinin 175. ve 176. ayet-i kerimelerinde soluyan köpeğe benzetildi . "Onun gibiler köpek gibidir" sözü, dillerde darbımesel olarak kaldı. Uzun bir muhasaradan sonra Belka şehrini fetheden İsrailoğulları, Belak'ı ve Bel'am bin Baura'yı öldürdüler. Böylece Belka şehri, İsrailoğullarına geçmiş oldu. Yûşa aleyhisselâmın kumandası altında, Erîha, İlya ve Belka şehirlerinin fethedilmesinden sonra, "Arz-ı Mev'ûd" diye bilinen Filistin ve Şam diyarı, peyderpey İsrailoğullarının eline geçti. Yaptıkları azgınlık ve isyanların cezası olarak, kırk sene müddetle Tîh sahrasında kıtlık ve yokluk içinde kalan İsrailoğulları, Arz-ı Mev'ûd'a gelip, türlü türlü nimetlerden istifade etmeye başladılar. Beyt-i Mukaddes'in bulunduğu Kudüs'e girdikleri sırada, Tîh sahrasından kurtuldukları ve Arz-ı Mev'ûd'daki türlü nimetlere kavuştukları için, cenab-ı Hakka şükür secdesi yapmaları ve geçmiş günahlarına tövbe ve istiğfar etmeleri emredildi. "Hıtta", yani "Ya Rabbi! Bizim dileğimiz günahlarımızın affolmasıdır. Ya Rabbi! Bizim günahlarımızı affedip, amel defterimizden silmeni niyaz ederiz!" demeleri bildirildi. Fakat İsrailoğulları, Allahü teâlânın bu emrini hafife alıp; "Hıtta" kelimesi yerine, buğday manasına gelen "Hınta" dediler. Allahü teâlâ, emrini hafife alıp alay ettikleri için, onlara azabını gönderdi. Asi olanların hepsi, bir saat içinde, ölüp helâk oldular. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İsrailoğullarına, "Beyt-i Makdis'e, kapısından, secde eder olduğunuz hâlde, mütevazı bir şekilde giriniz ve ya Rabbi, hıtta [Yaptığımız hata ve günahlarımızı bağışlamanı senden niyaz ederiz] deyiniz!" diye emrolundu. Onlardan zalim olanlar, hafife alıp alay etmek için bu emirleri değiştirdiler ve ellerini kalçalarına dayayıp, ayaklarını sürüyerek kibir ve gurur ile girdiler.)