O'nun yolunda olmayı istediler

A -
A +

Ahırette azâblardan kurtulmak ve sonsuz saadete kavuşmak, ancak geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en üstünü Muhammed aleyhisselama uymakla olur. Bunun için, Ona uymakla, (Mahbûbiyyet makâmı)na erişirler. Onun yolunda bulunmakla, Allahü teâlânın zâtının tecellîsine kavuşurlar. Onun izinde ilerlemekle, bütün mertebelerin en üstünü olan ve Mahbûbiyyet makâmından sonra hâsıl olan, (Abdiyyet) mertebesine ulaşırlar. Onun izinde ilerleyenlerin büyükleri, İsrâîloğullarının Peygamberlerine benzetildi. Peygamberlerin en üstünleri olan ülül'azm Peygamberler "salevâtullahi aleyhim ecma'în" Onun yolunda olmağı istemişlerdir. Mûsâ "aleyhisselâm" Onun zamanında bulunsaydı, Onun yoluna girmekten başka birşey yapmazdı. İsâ aleyhisselâmın gökten ineceği ve Allahü teâlânın sevgilisine ümmet olacağı herkesin bildiği bir şeydir. Onun ümmeti, Onun yolunda bulundukları için, ümmetlerin en iyileri oldular ve Cennettekilerin çoğu bunlar oldu. Ona uydukları için, âhırette, bütün ümmetlerden önce Cennete girecekler, Cennet ni'metlerine kavuşacaklardır. Bunun için Eshab-ı kiram çok büyüktür. Çünkü, Resûlullahın daha ilk sohbetinde öyle şeyler kazanmışlardır ki, ümmet arasındaki velîlerin, bunlara, en sonda kavuştukları bilinmemektedir. Bunun içindir ki, Tâbi'înin en üstünü olan, Veysel Karânî hazret-i Hamza'nın kâtili olan Vahşî'nin "radıyallahü anhümâ", Resûlullahın bir kerecik sohbetinde bulunmakla yükseldiği mertebeye yetişememiştir. Çünkü sohbetin fazîleti, bütün fazîletlerin ve kemâllerin üstündedir. Çünkü, onların imanları, görerek kuvvetlenmiştir. Bu ni'met, başkalarına nasip olmamıştır. Eshab-ı kiramın bir avuç arpa sadaka vermekle kazandıkları dereceler, başkalarının dağ kadar altın vererek kazandıkları dereceden kat kat daha yüksek olmuştur.. Eshâb-ı kirâmın hepsinin yüksekliği böyledir. Hepsini büyük bilmemiz lâzımdır. Hepsine iyi gözle bakmalı, hepsini sevmeli, övmeliyiz. Çünkü, Eshâb-ı kirâmın hepsi âdildir. İslâmiyeti bildirmekte, hepsi ortaktır. Birinin bildirdiği, ötekinin bildirdiğinden daha kıymetli değildir. Kur'ân-ı kerîmi onlar topladı. Âyet-i kerîmeler, herbirinin adâletine güvenerek, hepsinden, birer ikişer alınarak, bir araya getirildi. Bir kimse, Eshâb-ı kirâmdan birini kötülerse, bu sözü Kur'ân-ı kerîme dokunur. Çünkü, birkaç âyet-i kerîme, ondan alınmış olabilir. Bu büyüklerin aralarında olan çekişmelerin, muhârebelerin iyi sebeplerle yapıldığını söylemeliyiz.hırette azâblardan kurtulmak ve sonsuz saadete kavuşmak, ancak geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en üstünü Muhammed aleyhisselama uymakla olur. Bunun için, Ona uymakla, (Mahbûbiyyet makâmı)na erişirler. Onun yolunda bulunmakla, Allahü teâlânın zâtının tecellîsine kavuşurlar. Onun izinde ilerlemekle, bütün mertebelerin en üstünü olan ve Mahbûbiyyet makâmından sonra hâsıl olan, (Abdiyyet) mertebesine ulaşırlar. Onun izinde ilerleyenlerin büyükleri, İsrâîloğullarının Peygamberlerine benzetildi. Peygamberlerin en üstünleri olan ülül'azm Peygamberler "salevâtullahi aleyhim ecma'în" Onun yolunda olmağı istemişlerdir. Mûsâ "aleyhisselâm" Onun zamanında bulunsaydı, Onun yoluna girmekten başka birşey yapmazdı. İsâ aleyhisselâmın gökten ineceği ve Allahü teâlânın sevgilisine ümmet olacağı herkesin bildiği bir şeydir. Onun ümmeti, Onun yolunda bulundukları için, ümmetlerin en iyileri oldular ve Cennettekilerin çoğu bunlar oldu. Ona uydukları için, âhırette, bütün ümmetlerden önce Cennete girecekler, Cennet ni'metlerine kavuşacaklardır. Bunun için Eshab-ı kiram çok büyüktür. Çünkü, Resûlullahın daha ilk sohbetinde öyle şeyler kazanmışlardır ki, ümmet arasındaki velîlerin, bunlara, en sonda kavuştukları bilinmemektedir. Bunun içindir ki, Tâbi'înin en üstünü olan, Veysel Karânî hazret-i Hamza'nın kâtili olan Vahşî'nin "radıyallahü anhümâ", Resûlullahın bir kerecik sohbetinde bulunmakla yükseldiği mertebeye yetişememiştir. Çünkü sohbetin fazîleti, bütün fazîletlerin ve kemâllerin üstündedir. Çünkü, onların imanları, görerek kuvvetlenmiştir. Bu ni'met, başkalarına nasip olmamıştır. Eshab-ı kiramın bir avuç arpa sadaka vermekle kazandıkları dereceler, başkalarının dağ kadar altın vererek kazandıkları dereceden kat kat daha yüksek olmuştur.. Eshâb-ı kirâmın hepsinin yüksekliği böyledir. Hepsini büyük bilmemiz lâzımdır. Hepsine iyi gözle bakmalı, hepsini sevmeli, övmeliyiz. Çünkü, Eshâb-ı kirâmın hepsi âdildir. İslâmiyeti bildirmekte, hepsi ortaktır. Birinin bildirdiği, ötekinin bildirdiğinden daha kıymetli değildir. Kur'ân-ı kerîmi onlar topladı. Âyet-i kerîmeler, herbirinin adâletine güvenerek, hepsinden, birer ikişer alınarak, bir araya getirildi. Bir kimse, Eshâb-ı kirâmdan birini kötülerse, bu sözü Kur'ân-ı kerîme dokunur. Çünkü, birkaç âyet-i kerîme, ondan alınmış olabilir. Bu büyüklerin aralarında olan çekişmelerin, muhârebelerin iyi sebeplerle yapıldığını söylemeliyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.