Bugün tarihimizde önemli bir dönüm noktası olan gündür. 170 sene önce, Tanzimat Fermanı bugün ilan edilmişti. Osmanlı Devleti'ni bir gemiye benzetecek olursak, 1839'da Tanzimat Fermanı ile ilk defa gemide delik açıldı, su almaya başladı. Devlet bağımsızlığından taviz vererek Padişahın bazı yetkileri askıya alındı; devletin kendine mahsus idari yapısı, orijinalliği bozuldu. Teknik ifadeyle, Tanzimat Fermanı ile sistemin beyni bozuldu, karıştırıldı. Değer ölçüleri değiştirildi; bunun için de bundan sonraki dönemde, ölçümler, değerlendirmeler hep yanlış oldu. Bu değişiklikten en çok da, dinimiz zarar gördüğü için her Müslümanın 'Tanzimat Fermanı'nın nasıl hazırlandığını, dinimize vatanımıza, milletimize ne gibi zararlar verdiğini bilmesi lazımdır. Bu paketin içinde; dinde reform, dinin içeriden çökertilmesi projesi de vardı. BUNU FIRSAT BİLDİLER Tanzimat Fermanı, İngilizler tarafından hazırlanıp Sadrâzam Mustafa Reşid Paşa tarafından, genç padişah Abdülmecid Han'ın tecrübesizliğinden istifade ederek 3 Kasım 1839'da Topkapı Sarayının Gülhâne Bahçesinde okunup, îlân edilen ve ıslahat programını bildiren belgedir. Avrupa'da 18. yüzyıldan îtibâren görülen teknik ilerleme, her geçen gün Osmanlı Devletinin aleyhine gelişiyordu. Bunun başından beri farkında olan Osmanlı Devleti, arayı kapatmak için arayışlar içine girmişt. Bu sebepten çeşitli ıslahat hareketleri planlandı ve uygulandı. Yeniçeri Ocağının kaldırılması, kılık kıyâfetin düzenlenmesi, eğitim müesseselerindeki ıslahatlar, teknolojik gelişmeleri devlete sokma gayretleri bunlardan bâzılarıdır. Fakat, altı asırlık bir devlette ciddi değişiklikler yapmak çok güçtü. Yapılmak istenilen değişikliklere karşı devlet adamları, ordu ve halk tepkiliydi. Dış ülkelerin istihbarat elemanları da bunu körüklüyordu. Bu elemanlar, halkı yeniliklere karşı ayaklandırmak için ıslahatta ilk ciddi teşebbüslerde bulunan Sultan Mahmud Han'ın adını "Gâvur Padişah"a çıkartmışlardı. Avrupa milletleri ve bilhassa İngilizler bunu fırsat bildiler; Osmanlı Devletinde yapılacak ıslahatın devletin temellerine nüfûz etmesini, Osmanlı müesseselerinin yıkılarak Avrupaî bir idâre tarzı altında devletin yapısına ters bir zihniyetin hâkim olmasını, azınlıkların bağımsızlığı temin edilerek parçalanma ve yıkılışa yol açmasını arzu ediyorlardı. Bunu sağlamak için, mason locaları dahil, çeşitli isim ve şekiller altında faâliyet gösteren teşkilatlar 'Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu'nun hazırlanmasında rol aldı. İngilizler bu işi en iyi şekilde Mustafa Reşid Paşa'nın yapacağına karar verdiler. Çünkü, Mustafa Reşid Paşa; daha önce Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş, batı kültürü hayranı, millî meziyetler ve İslâm bilgilerinden önemli ölçüde uzak kalarak yetişmiş bir kişiydi. İstanbul'a dönüşünde İngiltere sefiri Lord Rading'in ısrarlı tavsiyeleri netîcesinde sadrâzamlığa getirilmişti. İYİ NİYET SUİSTİMAL EDİLDİ Tanzimât, Osmanlı Devletinde Sultan Üçüncü Ahmed'den îtibâren başlamış olan ıslahat hareketleri içinde bir merhale teşkil eder. Fakat bu merhale, kendilerinden öncekilere nisbetle çok farklı bir özellik taşır. O zamana kadar daha ziyade askerî sahada ıslahat yapılırken, bu dönemde devletin başına gelen gâilelerin sebepleri Osmanlı cemiyetinin düzeninde görülmüş ve bu düzenin temellerinin ıslahı düşünülmüştür. Bunun için Tanzimat Fermanı bir nevi vatandaş hakları beyannâmesi olarak ortaya çıkmıştır. Fakat bu beyannâme, bir halk hareketi netîcesinde halktan gelmeyip yukarıdan aşağıya, yâni idâre edenlerden, onlara da dışarıdan dikte ettirilerek gelmiştir. Bunun içindir ki halk tarafından kolaylıkla benimsenmemiştir. Çünkü aklıselim insanlar, alınan tedbirlerin, dış baskılarla emr-i vâki olduğunu biliyordu; zamanı gelince patlatılmak üzere devletin içine zaman ayarlı bomba yerleştirildiğinin farkındaydılar. (Yarın da bu konuya devam edelim...)