Dün, İhlas Armutlu Tatil Köyü'nde kalırken günü birlik Bursa gezisinden bahsetmiştim. Özel ramazan gezisinde dolaştığımız yerler arasında Uludağ eteklerinde Bursa'ya 15 km mesafedeki tarihi Cumalıkızık köyü de vardı. Osmanlı mimari yapısının aynen muhafaza edildiği köy yerli yabancı araştırmacıların hayli dikkatini çekiyor. Kafilelerin birisi gidip diğeri geliyor. Bu köyün enteresan da bir kuruluş hikayesi var. Osmanlı Beyliği'nin kuruluş yıllarında Anadolu'ya akın eden Türk boylarından biri olan Kızık Boyu, Ertuğrul Gazi'den yurt ister. O da, "Keşiş (Uludağ) Dağı eteklerine yerleşin. Oralar çok verimlidir, sizleri aç komaz. Ayrıca dostlukların artması için de sizin boyunuzdan yedi yiğidi, Kayı Boyu'nun en seçkin yedi kızı ile gelin edeceğim. Bu yedi yiğit ayrı ayrı birer oba oluştursun..." der. Ertuğrul Gazi'nin emri üzerine evlenen bu gençler yedi ayrı "Kızık" köyünü oluştururlar. Bu köylere, Cumalıkızık, Bayındırkızık, Dallıkızık, Değirmenlikızık, Derekızık, Fidyekızık, Hamamlıkızık, adı verilir. Bu yedi köyden cuma namazı kılınan, cuma namazı için buraya toplanılan Cumalıkızık köyü daha fazla gelişmiş, diğerleri bu kadar varlık gösterememişler. 270 evden günümüze 180 ev ancak kalabilmiş. Bunların da neredeyse yarısı boş bir halde. Osmanlının bütün coğrafyasında gördüğümüz gibi, burada da evlerin yapılmasında, aile mahremiyetine son derece özen gösterilmiş. İslamiyetin emrettiği hayat tarzı esas alınmış. Haremliğe selamlığa yani yabancı erkeklerin kadınları görmesine imkan vermeyecek mimari tarz uygulanmış. Bunun için evlerin dış kısımlarında zemin ve birinci katlar ile avlular üç metre yüksekliğinde duvar ile çevrilmiş. Sokaktan evin içinin ve avlusunun görülmesi mümkün değil. Evlerin pencereleri de cumbalı ve kafeslidir. İçeriden dışarısı rahat görülebilir fakat dışarıdan içerisi görülemez halde. Bunlar, bütün gününü çocukları ile evin içinde geçiren kadının, rahat bir şekilde hareket edip, huzur içinde olması için düşünülmüş şeyler. Evlerin, konakların ana giriş kapılarında bile estetik ve incelik mevcut. Genelde evlerin ana giriş kapısı çift kanatlı. Kapılar ceviz ağacından yapılmış. Kapı kulpları ve tokmakları dövme demirden. Kapı tokmaklarında bir incelik daha görüyorsunuz. İki kanadın üzerinde bulunun tokmaklardan biri küçük biri büyük. Yani çıkardıkları sesler farklı. Küçük tokmak vurulduğunda gelenin kadın olduğu anlaşılıyor, evin kadını onu karşılıyor. Büyük tokmaktan ses gelmişse onu da evin erkeği karşılıyor. Bunları basite almayın, detay olarak görmeyin... Evlerin en çok kullanılan mekanları hayat denilen giriş kısımlarıdır. Ürünler burada depolanıyor, ekmek burada pişiriliyor. Çamaşır yıkanıyor. Küçük baş hayvanların kümesleri burada, at arabası ve diğer kullanılan alet ve edevat buruda bulunuyor. Evlerin birinci katı kışlık bölümü. Burada yatak odaları, oturma odaları, banyo ve ocak yer alıyor. İkinci kat yazlık kısmı. Burada da yatak odaları, eyvan ve sedirler var. Köyün hamamı, kaldırım taşları ve ağaçları bile tarihî. Daha köyün girişinde tahminen 6-7 metre gövdesi olan çınar ağaçları sizi karşılıyor. Köyün etnoğrafya müzesi bile var. Bu tarihi özelliğinden dolayı Cumalıkızık köyü GEEAYK tarafından 1981'de "Tüm Özellikleri ile Kentsel Doğal Sit Alanı" ilan edilmiştir... İnsan, bir köyde bile böyle bir mimariyi, zarafeti, inceliği görünce Osmanlının büyüklüğünü, medeniyetini daha iyi anlıyor. Altıyüz yıl dimdik ayakta kalabilmek tesadüfen olmamış. > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29