Para teklif ettiler!..

A -
A +

Kendi anlayışlarına göre, kim kuvvetli ise haklı odur diyen, maddî ve dünyevî zevk ve menfaat nerede ise orada bulunarak hak, hukuk, adalet ve mâneviyattan tamamen uzaklaşan Ad kavmi, Hûd aleyhisselamın peygamberliğinde de, maddî bir menfaat aradı. Çünkü maksatları ve ölçüleri bu idi. O hâlde, Adlıların ölçülerine göre, bu mücadelenin altında mutlaka çok yüksek bir ücret, maddî bir menfaat bulunması icabederdi. Bu gibi bozuk düşüncelerini kendi aralarında konuştukları gibi, nihayet bir gün Hûd aleyhisselama da söylediler. Nitekim, kendisinden evvel peygamber olan Nuh aleyhisselama da, kavmi, böyle bir isnatta bulunmuşlardı. Hz. Hûd; kavminin, bu mesnetsiz iddia ve ithamlarını kesinlikle reddedip, böyle bir maksadının bulunmadığını, ücretini âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâdan beklediğini bildirdi. Onun bu hâli, Kur'an-ı kerimin Şuara suresinin 123. ve daha sonraki ayet-i kerimelerinde şöyle bildirilmektedir: "Âd kavmi de peygamberleri olan Hûd (aleyhisselamı) ve diğer peygamberleri tekzip ettiler, yalanladılar. Nesep bakımından kardeşleri olan Hûd (aleyhisselam) onlara şöyle dedi: Allahü teâlâdan korkmaz mısınız da, Ondan başka şeylere, putlara ibadet edersiniz? Ben size Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş emin bir peygamberim. O hâlde, Allahü teâlâdan korkun ve bana itaat edin! Sizi Allahü teâlâya iman etmeye davet ve sizlere çok nasihat ettiğim için, sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ve mükâfatım, ancak, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâya mahsustur. Siz her yüksek yerde bir köşk bina eder, geçenlerle alay mı edersiniz? Ve içlerinde ebedî kalacakmış gibi muazzam kaleler ve havuzlar ediniyorsunuz. Bir kimseyi yakaladığınız zaman zorbaca, merhametsizce yakalıyorsunuz. Artık Allahü teâlâdan korkun ve bana itaat edin! Size bildiğiniz nimetlerle yardım eden ve size davarlar, oğullar, cennet misali çok güzel bahçeler, pınarlar ihsan eden Allahü teâlâdan korkun! Ona şirk koşmaktan, karşı gelmekten sakının! Gerçekten ben, üzerinize büyük bir günün azabının erişmesinden korkuyorum. (Âdlılar karşılık olarak) dediler ki: Sen bize nasihat etsen de, etmesen de birdir. Biz bu hâlimizden vazgeçecek, eski hâlimizi değiştirecek değiliz. Senin bu söylediğin şeyler, eskilerin yalanlarından başka bir şey değildir. Biz, azaba uğratılacak da değiliz."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.