Peygamberlik makamı

A -
A +

İnsanların manevi dereceleri Peygamberlere uymaları ile ölçülür. Peygamberlere "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" uyanların en üstünleri, onlara, çok uydukları ve aşırı sevdikleri için, izinde bulundukları Peygamberlerin, kemâlâtını, üstünlüklerini, kendilerine çekerler. O kadar benzerler ki, yalnız uyan ve uyulan, önce olan sonra olan ayrılığından başka, aralarında hiç ayrılık kalmaz. Böyle olmakla berâber, uyanlardan hiçbiri, Peygamberlerin en üstününe uyanlardan olsa da, hiçbir Peygamberin, Peygamberlerin en aşağıda olanının bile, derecesine yükselemez. Bunun içindir ki, Peygamberlerden sonra, bütün insanların en üstünü olan, Ebû Bekr-i Sıddîk "radıyallahü anh" hazretleri, Peygamberlerin derecesi en aşağıda olanından da çok aşağıdadır. Asıl ile gölgesi nasıl müsâvî olabilir? Sâffât sûresinin yüzyetmişbirinci âyetinde meâlen, "Elbette kelimemiz, çok önce yapıldı. Yani Levh-i mahfûzda, Peygamberlerimiz için yazdık. Onlara elbette yardım olunacaktır. Onların yolunda gidenler, gâlib olacaklardır" buyuruldu. Allahü teâlânın zâtının tecellîsi, yalnız Peygamberlerin sonuncusuna olur "aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât vettehıyyât". Bu yüce Peygamberin yolunda gidenlerin yüksekleri de, bu tecellîden pay alır. Fakat, Peygamberlerden daha üstün olamaz. Bu ümmetin evliyâsının büyüklerine ise, Ona "aleyhissalâtü vesselâm" uydukları için bu tecellînin zılleri, gölgeleri nasîb olur. Peygamberler, bu büyük nimetin sofrasında oturmaktadırlar "aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vettehıyyât". Evliyâ ise, o sofranın artıklarını yiyen hizmetçilerdir. Sofrasında oturanla, artık yiyen hizmetçi arasında çok fark vardır. Bu makâm tasavvuf yolcularının ayaklarının kaydığı yerlerden biridir. Bu tecellî her ne kadar o yüce Peygamberin "aleyhi ve alâ âlihissalevatü vetteslîmât" aracılığı ile bütün Peygamberlere "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" hâsıl olmuş ise de, bu üstün vilâyet onların ümmetlerinin evliyâsına nasîb olmamıştır. Bu tecellîye kavuşmamışlardır. Bunların asıllarına nasîb olan tecellî, aracı ile ve görüntü olarak olunca, zıllere, artıklara ne kalabilir. Bu ümmetin evliyasında görülen üstünlükler, uydukları Peygamberin üstünlükleridir.. Bunun için, ümmetlerin en hayırlısı olmuşlardır. Bu ümmetin âlimleri, Benî İsrâîlin Peygamberleri gibi olmuştur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.