Yunan filozofu Eflâtun'un fikirlerini sokup İseviliğin bozulmaya çalışıldığı sırada, Barnabas (Barnabe) adındaki havârî, hazret-i Îsâ'dan işittiklerini ve gördüklerini doğru olarak yazdı ise de, bu Barnabas İncîli de yok edildi. Günümüze kadar ancak bir nüshası gelmiştir. Uydurma İncîller zamanla çoğalarak, her yerde başka bir İncîl okunur oldu. Büyük Konstantin putperestken Mîlâdın 313. senesinde Hıristiyanlığı kabul etmiş, İstanbul şehrini büyütüp îmâr etmiş ve Konstantiniyye ismini vermişti. Konstantin 325 senesinde bir konsil toplayarak mevcud İncilleri dörde indirtmişti. Ayrıca Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabul etmiş, böylece yeni bir Hıristiyanlık dîni kurulmuştu. Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği İncîl'de ve Barnabas'ın yazdığı İncîl'de Allah'ın bir olduğu bildirilmişti. Fakat bu İncîl elde bulunmadığı için, filozof diyerek kıymet verdikleri Eflâtun'un ortaya attığı teslis (üçlü tanrı) fikri ilk yazılan dört bozuk İncîl'de yer almıştı. Aryûs ismindeki bir papaz bunun yanlış olduğunu, Allah'ın bir olup, Îsâ aleyhisselâmın O'nun oğlu değil, kulu olduğunu söyledi ise de, bunu dinlemediler. Hattâ aforoz ettiler. Aryûs, Mısır'a kaçtı ve orada tevhîdi (tek Allah inancını) neşretti ise de öldürüldü. Konstantin'den sonra gelen krallar, Aryûs'un mezhebi ile, yeni Hıristiyanlık arasında şaşkına döndüler. İstanbul'da ikinci ve sonra üçüncü, daha sonra, İzmir ile Aydın arasında bulunan Efes (Ephesus)'te dördüncü, Kadıköy'de beşinci ve İstanbul'da altıncı meclisler kurulup, yeni yeni İncîller meydana çıktı. Böylece, Hıristiyanlık ismiyle, akıl ve hakîkat dışında, bir din meydana geldi. Bu sebeplerden Avrupa'da Hıristiyanlığa karşı, yerinde olarak yapılmış olan hücumlar, hâlâ devâm etmektedir. Bu dînin kitabı olan İncîl, önce İbrânice neşredildi. Sonra Lâtince ve Yunancaya çevrildi. İbrânice nüshası, Yunancaya çevrilirken birçok yanlışlıklar yapılmış, çeşitli putlara tapan Yunanlıların, "Tek Allah" inancına ısınamayışından ve İncîl'i de, Eflâtun'un felsefesine uydurmak isteyişlerinden dolayı "üçlü tanrı" fikri meydana çıkmıştır. Eflâtun felsefesine göre birçok puta tapmak, her tanrı için ayrı bir put yapmak doğru değildir. İlâhlar hakîkatte üçtür: 1) Bunlardan en büyüğü, görünmez yaratıcı ilâh (Ekkinom), 2) Görünen veya hissedilen ve birincisinin vezîri, yardımcısı olan logos (mantık), 3) Görünen ve bilinen kâinât (tabiât)tır. İşte Yunanlılar ve Romalılar da, Hıristiyanlığı buna benzetmek istediler ve teslisi, üçlü tanrı inancını soktular.