Peygamber Efendimiz, âlemlere rahmet olarak gönderildiği için herkesin kurtulmasını isterdi, herkese merhamet ederdi. Bazı Eshabın itirazına rağmen, Hazrecîlerin ve münafıkların lideri Abdullah bin Übeyy bin Selul'ün ricası üzerine cesedini, kendi gömleğine sardırmış ve cenaze namazını da, kıldırmıştı. Abdullah bin Übeyy gibi kötülükleri herkesce bilinip duran bir kimseye, gömleğini niçin verdiği ve onun cenaze namazını ne diye kıldığı sorulduğu zaman, Peygamberimiz "Benim gömleğim ve üzerine kıldığım namazım, onu, Allah'dan, Rabbimden gelecek azabdan kurtaracak değildir. Fakat, ben, bu sayede, onun kavminden bin kişinin Müslüman olmasını umuyorum!" buyurup gayesindeki yüceliği ve siyasetindeki inceliği ortaya koymuştu. Abdullah bin Übeyy'in, böyle, Peygamberimizin gömleğinden ve üzerine kılacağı namazdan, Ahirette yararlanmayı umduğunu gören Hazrecîlerden bin kişi tahmin buyurulduğu gibi Müslüman olmuştur. Hz. Ömer, "Bundan sonra Resul aleyhisselama karşı cür'etime şaştım! Allah ve Resulü, elbette daha iyi bilir!" demiştir. Hz. Ömer, Hudeybiye Muahedesi sırasındaki itirazlarını hatırladıkça da, korkar ve "O zaman, söylemiş olduğum sözlerimin akıbetinden korkup hayır olmasını umarak nafile sadakalar vermekten, oruçlar tutmaktan, namazlar kılmaktan ve köleler azad etmekten geri durmadım!" derdi. Peygamber efendimizin merhameti, doğru sözlülüğü dış ülkelerde de kabul edilmişti. Hicretin yedinci yılında elçi olarak gönderilen Hz. Hatıb bin Ebi Beltea ile tartışan İskenderiye Kralı Mukavkıs da, bu gerçeği "Sen, Hakim olanın yanından geliyorsun!" diyerek teslim ve itiraf etmişti. Peygamberimizin doğru sözlülüğü İslama ayrıca büyük güç katttı. Peygamberimizin, on dokuz yıl sonra hicretin altıncı yılında ancak 1400-1500 mücahidle gidebildiği Hudeybiye'de bazı Sahabilerin olanca itirazlarına rağmen, bazı tavizler vererek Kureyş müşrikleri ile yapmayı başardığı Muahede; iki yılda İslam mücahidlerinin sayısını on bine yükseltti. Kureyşîlerin Muahede hükmünü bozucu davranışları üzerine on bin kişilik bir ordu ile gidip Mekke'yi feth edecek kadar İslama ve Müslümanlara güç kazandırmıştı.