Resulullahın korktuğu şey!

A -
A +

Dünya muhabbeti, yani dünyaya düşkün olmak demek, nefsin arzularını, tatlı gelen şeyleri ve bunlara kavuşmanın sebebi olan parayı, haram yollardan aramak demektir. Dünyaya düşkün olmak, hayal peşinde koşmaktır. Çünkü, dünya lezzetlerinin zararları, faydalarından daha çoktur. Elde kalmaz, çabuk giderler. Bunlara kavuşmak ise, çok güçtür. Ukbe bin Amir buyurdu ki: "Resulullah, minbere çıktı. Kendisini minber üzerinde son görüşüm bu idi. (Benden sonra, müşrik olmanızdan korkmuyorum. Dünyaya düşkün olarak, birbirinizi öldürmenizden, böylece, geçmiş kavimler gibi, helak olmanızdan korkuyorum) buyurdu." Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma buyurdu ki: "Yâ Mûsâ! Kullarımdan en çok sevdiğim kimseler zâhid olanlardır. Bana en çok yaklaşan, haram ettiğim şeylerden kaçan kimsedir. Bana en çok sevgili olan, bana ibâdet ederken benim korkumdan ağlayan kimsedir." Rebî' bin Haysem hazretleri her sabah bir kâğıt ile bir kalem alarak o gün konuştuğu her sözü yazar, akşam olunca da onlarla kendisini hesaba çekerdi. İşte zâhidlerin ameli böyleydi. Onlar, dillerini koruma husûsunda, her türlü külfete katlanırlar. Dünyada kendi kendini hesâba çekerlerdi. Herkesin kendisini hesâba çekmesi gerekir. Zîrâ dünyada kendi kendini hesâba çekmek, âhirette hesâba çekilmekten çok daha kolaydır. Yine dünyada diline sâhip olmak, âhirette nedâmet duymaktan daha kolaydır. Hazreti Ali buyurdu ki: "İlim, insanı Allahın emrettiği şeylere götürür, zühd ise o şeylere erişilmesini kolaylaştırır." Bir padişah mühim bir işle karşılaştı. "Bu işin sonu istediğim gibi çıkarsa, zâhidlere yanî dünyaya, paraya düşkün olmayan kimselere bir kese para vereceğim" dedi. Dileği olunca, adağını yerine getirmesi için adamlarından birine, zâhidlere dağıtsın diye, bir kese dolusu para verdi. Vazîfelendirdiği kimse akıllı ve zekî idi. Bütün gün döndü, dolaştı, geceleyin geri geldi. Keseyi padişahın önüne koydu: "Zâhid bulamadım" dedi. Hükümdar sordu: "Bu da ne demek? Benim bildiğim, bu şehirde dört yüz kadar zâhid vardır" deyince şöyle cevap verdi: "Ey efendim, gerçek zâhid, para almıyor, alan da zaten zâhid değildir." Padişah güldü: Doğru söze ne denir, diye cevap verdi... > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.