Selman-ı Farisi hazretleri anlatır: Cinnilere İslamiyeti anlatmak için Hazreti Ali ile baraber Resulullahın emri ile yola çıktık. Ortalık aydınlanınca gördük ki, etrâfımızı cin askerleri çevirmişti. Hazreti Ali asla bunlara iltifât etmeyip, âdet-i şerîfleri üzere çeşitli dualar ile meşgûl oldular. Güneş doğup, yükselene kadar, Allahü teâlâya münâcât ve ibâdet ve taat ettiler. Ondan sonra, ayağa kalkıp, Allahü teâlâya hamd ve senâ ettikten sonra, cin tâifesini İslam'a davet etti. İçlerinden biri inatçı ve kendi başına büyümüş ifrit i'tirâz edip, dedi ki: Yâ Ali! Âbâ ve ecdâdımızın dîni bize bâtıl mıdır, demek istersin! Bu dediğin olmaz, deyip, inât edince, Hazreti Ali, "Biz doğru yoldayız. Sen, Allahü teâlânın âyetlerini tasdik etmiyor, inkâr ediyorsun" buyurup, İsm-i a'zam ve dua okuyup, Kehf ve Tâ-sin ve Yasîn ve Nûn ve Kalem sûreleri üzere yemin edip, "Ey yardım edicilerin en hayırlısı olan Allahım! Bunların üzerine ateş yağdır. Bunların kötü fiiller işleyenleri ve inat edenleri helâk olsun" diye dua ve tazarru ve niyâz etti. O ânda gördüm ki, bir zelzele olup, gökten ateş yağmaya başladı. Cinnîler bunu görünce hepsi, yüz üzerine düştüler. Hazreti Ali sağ olanlarına seslenip, buyurdu ki: Ey cin kavmi! Başınızı kaldırın. Muhakkak, Allahü teâlâ zâlim ve mütekebbir olanları helâk etti. Tekrar davete meşgûl olup, "Yâ cin kavmi ve Şemrâh oğulları, Berrâr sâkinleri! Biliniz ve âgâh olunuz ki, şimdi Muhammed Mustafâ aleyhisselam devridir. Hâtem-ül enbiyâ devridir. Yeryüzü baştan başa zulüm ile dolmuş iken, îmân ve adâlet ile dolsa gerektir" dedi. Cin tâifesinin kurtulanları Hazreti Alî'nin ilim ve kemâlinden hayret edip, Hakka boyun büküp, Resûlüne ittiba edip, "Allaha, Allahın Resûlüne ve Resûlünün elçisine inandık. Sözleri doğrudur. Seni yalanlamıyoruz!" deyip, îmânlarını sağlam ettiler. Sonra geri döndük. Sabah namazını Resûlullah Efendimiz ile edâ ettikten sonra, bizi görüp, Allahü teâlâya hamd ve senâ etti. Buyurdu ki: "Yâ Ali! Cin kavmini ne hâlde [nasıl] buldun!" Hazreti Ali cevap verdi ki; yâ Resûlallah! Hayırlı duanız bereketi ile, Elhamdülillah, Allahü teâlâya îmân getirip ve Resûlüne ittibâ edip, îmân nûru ile münevver oldular. Ammâ hakkı kabûl etmeyenleri, semâdan Allahü teâlânın izni ile ateş inip, helâk olduklarını beyan edince, Fahr-i âlem hazretleri, buyurdular ki: "Elhamdülillah! Onlardan kıyâmete kadar korku gitmez."