Sadaka vermekte de israf vardır. Çünkü, Sâbit bin Kays "radıyallahü anh" bir günde beşyüz ağacın hurmalarını toplayıp hepsini sadaka vererek evi için hurma bırakmayınca, "Hepsini vermeyiniz!" âyet-i kerîmesi inmişti. Mu'âz bin Cebel'in "radıyallahü anh" bir hurma ağacı vardı. Hurmalarını toplayıp hepsini sadaka verdi. Kendine birşey kalmadı. Hemen "Fakat, israf etmeyin" âyet-i kerîmesi geldi. İsrâ sûresi, yirmidokuzuncu âyetinde meâlen, "Ey Habîbim! Malını, kendine kalmıyacak şekilde dağıtma!" buyuruldu. Câbir ve Abdullah ibni Mes'ûd "radıyallahü anhümâ" buyuruyorlar ki: "Bir genç, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" efendimize gelip, bazı lüzûmlu şeyleri saydı ve 'annem beni sana gönderip bunları istedi' dedi. "Bugün bende bunların hiçbiri yok" buyurdu. Genç de, 'gömleğini bana ver' dedi. Hemen, mubârek arkasından gömleğini çıkarıp o gence verdi ve evinde gömleksiz kaldı. Bilâl-i Habeşî ezân okuyunca, cemaat her zaman olduğu gibi, Resûlullahı beklediler. Gelmeyince merâk ettiler. Birkaçı evine bakıp, gömleksiz olduğundan gelemediğini anladı. O zaman, bu âyet-i kerîme geldi". Ebû Hüreyre "radıyallahü anh" buyuruyor ki: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", "Sadakanın hayırlısı, ihtiyâcı olmıyanın verdiğidir" buyurdu. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" efendimize biri gelip, 'bir altınım var, ne yapayım' dedi. "Bununla kendi ihtiyâclarını al" buyurdu. Bir altınım daha var dedi. "Onunla da çocuğuna lâzım olanları al" buyurdu. Bir dahâ var dedi. "Onu da, âilenin ihtiyâçlarına sarf et" buyurdu. Bir altın daha var dedi. "Hizmetçinin ihtiyâclarına kullan" buyurdu. Bir dahâ var deyince, "Onu kullanacağın yeri sen daha iyi bilirsin" buyurdu. Câbir bin Abdullah "radıyallahü anh" buyuruyor ki: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", "Paranız ile, önce kendi ihtiyaçlarınızı alın. Artarsa, çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına sarf edin. Bundan da artarsa, akrabânıza yardım edin!" buyurdu. Resûlullah, "Kendisi veya çoluk çocuğu muhtâc iken veya borcu var iken verilen sadaka kabûl olmaz. Borc ödemek, sadaka vermekten ve köle âzâd etmekten ve hediyye vermekten daha mühimdir. Başkasının malını, sadaka vererek, zâyi olmasına sebeb olmayın!" buyurdu.