Hazret-i Aişe validemize soruldu: "Resul aleyhisselam, evine girince, ne yapardı?" Şöyle cevap verdi: "Ailesinin ev hizmetinde bulunur, namaz vakti geldiği zaman, kalkar, namaz kılardı." Hz. Urve bin Zübeyir anlatır: Hz. Aişe'ye "Peygamber aleyhisselam, evinde ne iş yapardı?" diye sordum. "Elbisesinin yırtıklarını yamar, ayakkabısının söküklerini dikerdi. Diğer insanların yaptıklarından farklı şeyler yapmazdı." dedi. Amre bint-i Abdurrahman da, Aişe validemize, "Resul aleyhisselamın evinde tenhalaştığı zaman, hali nasıldı?" diye sordu. "İnsanların en naziği, en kibarı, en iyi huylusu ve en güler yüzlüsü idi." dedi. Urve bin Zübeyr, Hz. Aişe'den şunu nakletti: "Resul aleyhisselam, ne bir hizmetçiye, ne bir cariyeye, ne de bir kimseye el kaldırmamış, vurmamıştır!" Resul efendimizin her işi ölçülüydü. Aşırılıklardan kaçardı. Hz. Aişe buyurdu ki: "Resul aleyhisselamı, hiçbir zaman, küçük dili görünecek kadar güler görmedim." "Resul aleyhisselam, sözü, sizin söylediğiniz gibi söylemez, ağır ağır söylerdi. Öyle ki, onları, işiten, ezberleyebilirdi." Peygamber efendimizin üstünlüğü, güzel ahlakı Peygamberliği bildirildikten sonra görülmedi. Peygamberimiz, kendisine Peygamberliği bildirilmeden önce de, kavmi arasında ahlakının güzelliği ve üstünlüğü ile övülür, parmakla gösterilirdi. Bu gerçeği, Muhammed bin İshak ile Muhammed bin Sa'd ve daha çok kimse ittifakla şöyle bildirdiler: "Resul aleyhisselam, gençlik çağına erinceye kadar da mertlik ve insanlık bakımından, kavminin en üstünü, Ahlakça, en güzeli, soyca, en şereflisi, komşuluk haklarını, en çok gözeteni, yumuşaklıkta, en büyüğü, doğru sözlülükte, en başta geleni, eminlik ve güvenilirlikte, en büyüğü, kötülükten ve insanları alçaltan huylardan da, en uzak bulunanı idi. Yüce Allah, O'nda, bütün iyi haslet ve meziyetleri toplamıştı. Bunun için, kendisi, kavmi arasında "El'Emin" ismi ile anılırdı.