Şaka, latife yapmak yemekteki tuza benzer. Tuzun olmaması da çok olması da yemeğin lezzetini bozar. Bunun gibi şaka ve latife yapmak da ölçülü olursa faydalı olur, ölçüsüz olursa zararlı olur. Yoğun çalışmalar ve üzücü olaylar karşısında sıkılan insanın, neşeli olmaya ihtiyacı vardır. Bunun için ara sıra ölçülü olmak şartıyla fıkra anlatmak, şakalaşmak iyi olur. Peygamber efendimizin de şakalaştığı, "Ben de şaka yaparım, fakat doğru konuşurum" buyurduğu hadis kitaplarında bildirilmektedir. Bir defasında, yaşlı bir kadına, "Cennete kocakarı girmez" buyurunca, kadıncağız üzülür. Bunun üzerine kadına, "Sen o zaman genç olursun" buyurur. Mizah genelde üzüntüye sebep olduğu için esası kötü kabul edilmiştir. Bunun için istisna edilen az bir miktarı hariç mizah yapmak pek uygun görülmemiştir. Nitekim Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kardeşine karşı münakaşaya, cedelleşmeye girişme! Onunla şaka yapma!" Yasaklanan, ancak şakada ifrata kaçmak veya daimî bir şekilde şakalaşmaktır. Ölçülü şaka ve oyun oynamak mübahtır. Fakat daimî şekilde şakalaşmak ve oynamak kötüdür. Bunlarda ifrata kaçmaya gelince, böyle yapmak, fazla gülmeyi, fazla gülmek de kalbi öldürür ve bazı hallerde de kin gütmeye sebep olur. Böylece hürmet ve vakar ortadan kalkar. Ancak şaka yapıp haktan başkasını söylememeye, Hazreti Peygamberin benzerleri güç yetirebilirler. Diğerleri ise mizah kapısını açtığı zaman, nasıl mümkün ise o yoldan halkı güldürmeye çaba sarf eder. Halbuki Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kişi, yanında oturan arkadaşlarını güldürmek için bazen bir söz söyler. O söz yüzünden Süreyya yıldızından daha uzak bir mesafeden ateşin içerisine yuvarlanır." Hazreti Ömer şöyle buyurmuştur: "Gülmesi çok olanın heybeti azalır. Mizah yapan kıymetini, vakarını kaybeder. Kim bir şeyi fazla yaparsa onunla tanınır. Konuşması fazla olanın hatası çoğalır. Hatası çok olanın hayâsı azalır. Hayâsı azalanın takvası azalır. Takvası azalanın da kalbi ölür." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr