Hazreti Ali'yi yaralayan Mülcem'i tutup, Hazreti Emîrin huzuruna getirdiler. Hazreti Emîr buyurdu ki: Ey bîçare. Niçin bu işi yaptın. Evlâdlarımı yetîm ettin. Mü'minlerin gönüllerini gamlı ettin. İslâm askerinin belini kırdın!.. İbni Mülcem durdu. Bir şey demedi. Emîr-ül mü'minîn buyurdu ki: Vefât edinceye kadar bunu zindâna koyun. Hasan ve Hüseyin ve Muhammed bin Hanefiyye'yi huzurlarına getirip, vasiyet etti. Buyurdu ki: Her zaman esîrlerinize yiyecek veriniz. Aç koymayınız. Emîr-ül mü'minîn, kerimesi Ümm-ü Gülsüm hazretlerine buyurdu ki; evden dışarı çık. Evin kapısını bağla. Çıkıp kapıyı kapadı. Hazreti Hasan orada oturdu. Evin içerisinden bir ses işitti ki, meâl-i şerîfi, "Âyetlerimizi inkâr edenler bize gizli değildir. Kıyâmet gününde ateşe atılan mı, güven içinde gelen kimse mi dahâ iyidir. Dilediğinizi işleyin. Doğrusu o yaptığınızı görendir..." olan Fussîlet sûresinin 40'ıncı âyet-i kerîmesini okuyordu. Ondan sonra şu sesi işittiler ki, "Resûlullah Efendimiz vefât etti. Ebû Bekir vefât etti. Ömer, Osmân ve Ali katledildi [şehîd edildi]." Hazreti Hasan anladı ki, Hazreti Ali vefât etti. Evin kapısını açtı. Gördü ki, dünyadan göç etmiş. Hasan ve Hüseyin hazretleri yıkadılar. Muhammed bin Hanefiyye su döktü. O Resûlullah Efendimizden arta kalan hanûtu mübârek bedenine saçtılar ve defnettiler. Kufe mescidinin ortasında defnedildi. Ertesi günü İbni Mülcem'i getirip cezasını verdiler. İmâmın şehâdet mertebesine kavuştuğu gün, Ramezân-ı şerîfin yirmiyedisi idi. Bazıları demişlerdir ki, yirmiüçü idi. Şehid edildiğinde Hazreti Ali, 63 yaşında idi. Dört sene on ay hilâfet etti. Hazreti Fâtıma-tüz-zehrâ hayatta iken hiç hanım nikâh etmedi. Fâtıma Validemizden üç oğlu oldu. Hasan, Hüseyin ve Muhsin. Muhsin çocuk iken vefât etti. Bazı âlimler ve eshâb-ı hadîs rivâyet eylemiştir ki, Hazreti Ali bütün gazâlarda Resûlullah Efendimiz ile berâber bulunmuştur. Annesi Fâtıma binti Esed bin Hâşim olup, Müslüman olmuştu. Mekke-i mükeremeden Medîne-i münevvereye hicret edip, orada vefât etti. Resûlullah Efendimiz cenâze namazını kılıp, defnedince buyurdu ki, "Bu benim anamdır..." Namazını kıymetli evlâdı Hazreti Hasan kıldırdı. Resûlullah Efendimizin, Ebû Bekir ve Ömer'in yaşında idi. Yüzüğünde; "Allahü melik-ül hakk-ül mübîn" yazılı idi. Kâtibi Abdullah bin Râfi'i idi. Resûlullah Efendimiz buyurmuşlardı: "Önce gelenlerin en şakîsi, Sâlih aleyhisselâmın devesini öldürenler, sonra gelenlerin en şakîsi de Alî'nin kâtilidir."