"Sakın oruç tutma!"

A -
A +

Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazanda da, bazı art niyetli din adamları Müslümanlara oruç tutturmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Din adamları yapar da doktorlar yapmaz mı? Bazı art niyetli doktorlar da bu yarışa katıldılar. Dişin mi ağrıyor tutma, başın mı ağıyor tutma, belin mi ağrıyor tutma... Bunlara göre; oruç insan sağlığına fevkalâde zararlı! Mesela, oruç tutulduğunda açlık midenin fazla asit çıkartmasına sebep oluyor. Bu çıkan asit, midede eğer bir gastrit veya ülser varsa ağırlaştırmakta, yoksa bile gastrite sebebiyet verebilmekte... Bütün bunlarda art niyet yoksa bilgi noksanlığının olduğu kesin. Çünkü bunlar, basit bir açlıkla oruçlu bir insanın açlığını aynı kefeye koyuyorlar. İkisi arasındaki muazzam farkı bilmiyorlar. Halbuki, bu ikisinin arasında büyük bir fark vardır. Basit bir açlık problemi olan bir insanın mide sıvısı incelendiği zaman, orada gerçekten doktorların dediği gibi, mide asiditesinin çoğaldığı ve mideye zarar verebilecek seviyeye ulaştığı görülür. Ama aynı müddet içerisinde oruç tutarak aç kalmış olan bir insanın mide sıvısında asiditenin normal durumdan bile düşük olduğu görülmüştür. Bu neden kaynaklanmaktadır? Prof.Dr.Cevad Babuna bunu şöyle açıklıyor: Vücudumuzdaki bütün organlar, beynin etkisi altında çalışmaktadır. Meselâ, vücut hareket halinde iken, kalp atışları hızlanır. Ama istirahat halinde iken yavaşlar. Halbuki siz istirahat halinde olsanız bile eğer heyecanlanırsanız beyninizin çalışmasıyla bir heyecan durumuna girersiniz. İşte beyin normal bir açlıkta mideye bir emir vermediği için her an yemek yiyebilirim düşüncesiyle asit salgılamaya devam eder. Halbuki oruçta beyin, mideye iftara kadar yemek, içmek yok diye talimat vermektedir. İşte bu emri alan mide, asit salgısını azaltır. Asidi azaltmak demek, mide hastasına en büyük yardımı yapmak demektir. Orucun sağlığa zararlı olduğunu söyleyenler, oruç fizyolojisiyle, normal açlık arasındaki farkı anlayamamış kimselerdir. Aslında bugün bilim dünyası orucun mideye ne kadar faydalı olduğunu kabul etmiş durumdadır. Bunu en iyi kavrayan, oruç tutanların bizzat kendileridir. Zira gastrit ve ülserden muzdarip olanlar, Ramazan Ayı geldiğinde rahatsızlıklarının bıçakla kesilmiş gibi anîden yok olduğunu görüyorlar. Prof. Dr. Cevad Babuna başından geçen buna benzer bir olayı da şöyle anlatır: Yıllarca evvel birdenbire çok ağır bir gastrit sancısına tutulmuştum. Sanki koca bir taşı midemin üstüne koymuşlardı. Mide mütehassısı doktor arkadaşlarıma danıştım. Tıbbın emrettiği şekilde bana çok katı bir perhiz sistemi önerdiler. Meselâ sert gıdalar, taze sebze ve meyve, kızartmalar yememek gibi bir dizi yasaklar getirdiler. Ayrıca bir sürü de ilâç aldım. Aradan altı ay geçmesine rağmen midemde en ufak bir iyileşme görülmedi. O sırada Ramazan Ayı geldi. Ramazanda oruç tuttuğumu bilen arkadaşım bana, "Sakın oruç tutma! Mideni mahvedersin" dedi. Ben de ona peki dedim ama yine de bildiğimi okudum ve oruca başladım. O kadar perhiz ve ilâca rağmen geçmeyen gastridim 10-15 gün içerisinde sıfırlandı. Çünkü bir defa oruç tutmakla mide asit seviyesi, beynin verdiği emir dolayısıyla azalmaktadır. Normalden dahi az olmaktadır. Az olunca mide bayram yapmaktadır. Mide mukozası iyileşmeye yüz tutmaktadır. Üstelik oruç süresince saatler boyu mide dinlenmektedir. Dinlenen mide, üstelik de ifrazatın azalmasıyla mevcut olan hastalığını iyileştirmektedir. Bana oruç tutma diyen arkadaşımın tutumu, aynen din adına konuşan bazı tiplere benzemektedir. Onların müspet bilimlerden haberi olmadığı gibi, bu doktor arkadaşımın da dinî bilgilerden haberi yoktu. Halbuki mesleğinde iyi bir profesördü. (Bilimden İmana-3, Babıali Kültür Yayıncılık)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.