"Sana yazıklar olsun!"

Hazreti Asiye, Mâşitâ Hatuna ve çocuklarına yapılanları saray penceresinden takip ediyordu. Nihayet dayanamayıp, Firavun'a geldi ve böyle yapmamasını ve bu kadar zalim olmamasını söyledi. Hazreti Asiye, bir faydası olmayacağını anlayınca, tekrar yukarı çıktı. Yine, pencereden, olanları takibe devam etti. Mâşitâ'nın şehit edilmesini, Allahü teâlânın ona yaptığı ihsan ve ikramları, meleklerin, ruhunu alarak yükselttiklerini, Allahü teâlânın izniyle hep gördü. Yakini arttı ve Allahü teâlâya olan imanı çok kuvvetlendi. O, olanların tesiriyle âdeta kendinden geçmiş bir hâlde iken, Firavun geldi. Mâşitâ'ya yaptıklarını ona anlatmaya başlayınca, Hazreti Asiye dedi ki: - Ey Firavun! Sana yazıklar olsun! Allahü teâlâya karşı nasıl böyle yaptın? - Yoksa, sen de onun gibi aklını mı kaçırdın? Bunun üzerine, Hazreti Asiye artık imanını gizlemedi ve şöyle dedi: - Hayır! Ben aklımı kaybetmedim. Esas deli sensin. Aciz bir mahlûk iken, tanrı olduğunu zannedersin. Ben; benim, senin ve bütün âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâya iman ettim. Firavun ne olduğunu anlayamamıştı. Ne yapacağını şaşırdı. Hemen kayın validesini çağırarak; "Kızın da Mâşitâ gibi aklını kaçırdı. Ona bir çare bul!" dedikten sonra, Hazreti Asiye'ye dönerek şöyle tehdit etti: - Ya Musa'nın İlâhına küfredersin veya ölümü tadarsın! Firavun oradan ayrıldıktan sonra; annesi, Hazreti Asiye'ye, Firavun'un söylediklerini kabul etmesini, aksi hâlde akıbetinin kötü olacağını bildirdi. Yani Firavun'un emrettiklerini söylemesini istedi. O ise kabul etmedi ve dedi ki: - Sen benim Allahü teâlâya küfretmemi, inanmamamı mı istiyorsun? Hayır! Vallahi bunu hiçbir zaman yapamam! Firavun bunu duyunca, onu getirtti ve dört direk arasına gerip, eziyet ettirdi. Hazreti Asiye, Firavun'un bütün tehdit ve eziyetlerine rağmen, o sağlam imanından dönmedi. Firavun, hanımı olan Asiye'ye bile en ağır işkenceleri yapmaktan çekinmedi. Hazreti Asiye'yi dört direğe bağlatıp, güneşin sıcağında sırt üstü yere yatırttı. Göğsü üzerine de değirmen taşı koydurdu. Bununla da yetinmeyip, üzerine büyük kaya atılarak işkence yapılmasını emretti. Fakat bu sırada, Hazreti Asiye ruhunu teslim etmiş bulunuyordu...