Şeytan insanları aldatabilmek için bazan da herkesten çok ibadet eden takva sahibi bir kimse kılığına da girebilir: Mûsâ aleyhisselâm zamanında Kârûn isminde biri vardı. Kendisini tamamen ilme ve ibâdete verdi. Yüz güzelliği fevkalâde idi. Bunun için kendisine "Nûr Yüzlü" derlerdi. Kırk sene dağda kendi başına ibâdet etti. İnsanlar arasına çıkmadı. Şeytan, insan kılığına girip, bunun yanına gitti. Onunla beraber o da ibâdet etmeye başladı. Hattâ ibâdette, Kârûn'u geçti. Kârûn, buna imrenip hürmet etmeye başladı. Bir gün şeytan Kârûn'a, "Ey Kârûn! Böyle sadece ibâdet yapmakla iyi mi yapıyoruz sanki? İsrâiloğullarının hastalarını ziyâret edemiyoruz, onların cenâzelerinde bulunamıyoruz. Bunun için dağda bulunmamız uygun olmaz" dedi. Bu bahâne ile, onu insanların arasına indirdi. İbâdetlerine burada devam ettiler. Halk bunlara yemek getiriyor, bunlar devamlı ibâdetle meşgûl oluyorlardı. Bir gün şeytan dedi ki: - Bu yaptığımız uygun değildir. Başkalarına yük oluyoruz? - Öyleyse ne yapmamız lâzımdır? - Sadece cuma günleri çalışıp, rızkımızı çıkararak diğer günler ibâdet edelim. Öyle yaptılar. Fakat bir müddet sonra da, "Bir gün çalışıp, bir gün ibâdet edelim. Fazla kazancımızı da fakîrlere sadaka olarak veririz, sevâba gireriz" dedi. Böylece şeytan, Kârûn'u dünya malına karşı teşvîk etti. Kârûn bildiği kimya ilmini de kullanarak, kısa zamanda zengin oldu. O kadar çok zengin oldu ki, zenginliği dillere destan oldu. Mûsâ aleyhisselâmın sözlerine uymayıp, kendini tamamen dünyaya verdi. Sayısız hazînelere kavuştu. Hazînelerinin anahtarlarını, kırk katır taşırdı. Kârûn zengin olunca, eski güzel huyu da kalmadı. Zulüm ve haksızlık yapmaya başladı. Hattâ, kendisine ilim öğreten Mûsâ aleyhisselâma bile karşı gelip, O'nun çalışmalarına engel olmaya, O'nun mu'cizelerine sihir demeye başladı. Cenab-ı Hak da onu malları ile beraber yerin dibine batırarak yok etti. Kur'ân-ı kerîmde, şöyle bahsedilmektedir: "Kârûn Mûsâ'nın (aleyhisselâm) kavmindendi. Fakat o, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona, anahtarlarını taşımakta bile, güçlü kuvvetli bir cemâ'ate ağır gelen hazîneler verdik. O vakit kavmi ona şöyle dediler: Dünya malı ile şımarma! Çünkü Allahü teâlâ dünya malı ile şımaranları sevmez." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr