Ramazan ayı, dinimizin çok önem verdiği bir aydır. Bu ay, ahireti kazanmak için bir fırsattır. Çünkü bu ayda geçmiş günahlar affedilir. (Sahîh-i Buhârî)deki bir hadîs-i şerîfte de Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: "Bir kimse, Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazîfe bilir ve orucun sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur." Bu ayda, elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Şartlarına uygun olarak oruç tutulmalı, oruç tutmanın güç olmasından şikâyet etmemelidir. Oruç tutmayanlar arasında güçlükle tutulan orucu fırsat ve ganîmet bilmelidir. Şartlar ne kadar zor olursa, alınan sevap da o kadar çok olur. Bu aya hürmette kusur etmemelidir. Ramazan ayına hürmet, şartlarına uygun olarak oruç tutmakla, namaz kılmakla ve dinin diğer emir ve yasaklarına uymakla olur. Herhangi bir özür ile oruç tutamayanların, bu aya hürmet için, oruç tutamadıkları günlerde, gizli yemeleri lazımdır. Gereği gibi ibadet yapamayan da hiç olmazsa saygıda kusur etmemelidir. Bu aya hürmetsizlik çok tehlikelidir. Bunun için Ramazan-ı şerifte umumî yerlerde, Müslümanların karşısında oruç yememelidir. Eskiden, buna çok dikkat edilirdi. Bırakın Müslümanları, gayrı müslimler bile Müslümanların orucuna hürmet ederler, açıktan yemezlerdi. Bu hürmetin karşılığını da görürlerdi: Yine böyle bir Ramazanda, gayrı müslim bir kimse, evine geldiğinde, çocuğunu, evin önünde açıktan yemek yerken gördü. Hemen oğlunu azarlayarak, "Evladım, bilmiyor musun, bugün Müslümanların oruç tutma günü. Nasıl böyle onların gözü önünde karnını doyuruyorsun? Çabuk gir içeri! Bir daha böyle, açıktan yediğini görmeyeyim!" dedi. Aradan bir zaman geçtikten sonra, bu kimse vefat etti. Bu kimseyi, Müslüman komşusu rüyada gördü. Kendisini çok güzel yerlerde, rahat bir şekilde görünce, merak edip kendisine, " Senin bulunduğun bu yer neresidir?" diye sordu. O da,"Cennettir" deyince, "Peki dünyada iken, İslâm dinine sen inanmazdın. Nasıl oldu da cennete girdin?" merak ettim dedi. Komşusu, "Doğru, son zamanlarıma kadar Müslüman değildim. Fakat, vefatıma yakın, iman edip, Müslüman oldum." diye cevap verdi. "Bu nasıl oldu?" diye sorunca şöyle cevap verdi: "Bu büyük nimete kavuşmama sebep şu: Birgün Ramazanda, çocuğumu açıktan yemek yediği için azarlayıp, ondan, oruca hürmet etmesini istemiştim. Cenab-ı Hak, beni bu hürmetim sebebiyle âhir ömrümde, iman ile şereflendirdi. Gördüğün gibi cennette rahat içindeyim." Her zaman bilhassa bu ayda, Allahü teâlânın gadabına sebep olabilecek bütün kötülüklerden, haramlardan sakınmak, iman, ibadet bilgilerini, haramları öğrenmek, kul haklarından sakınmak, varsa helalleşmek, günahlardan tövbe etmek lazımdır. Bu ay eski günah yüklü defterleri kapatıp, tertemiz yeni bir defter açma ayıdır. İnsanın bir yıllık yaptığı yanlışları, günahları hatırlayıp bunlardan uzaklaşma ve bir daha geri dönmemek için fırsat ayıdır. Herşeyden önce, itikadı düzeltmelidir. İslâm büyüklerinin bildirdiği itikadı öğrenmek ve buna göre inanmak lazımdır. İtikad düzgün olmazsa, tutulan oruçların, yapılan diğer ibadetlerin, bir faydası olmaz. Çünkü, itikadı bozuk olanların, yani Peygamber efendimizin, Eshabının bildirdiği şekilde inanılacak şeylere inanmayanın muhakkak cehenneme gidecekleri hadis-i şerifte bildirilmiştir. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı ilmihal kitaplarını alıp okumalı, doğru imanı öğrenmeli, ibadetleri yapmalı, haramlardan sakınmalıdır. Allahü teâlâ, şartlarına uygun yapılan tövbeleri kabul edeceğini vâdetmiştir. Böyle mübarek günleri, ayları fırsat bilip, çok çok tövbe-istigfar etmeli, affedilmek için, cenab-ı Hakk'a yalvarmalıdır.