Mescidlere, camilere gelenlere verilen sevap, buralara gelindiğinde gösterilen edeblere bağlıdır. Buraları, sıradan yer gibi gören, davranışlarında saygısızlık gösteren vadedilen sevaplara, ihsanlara kavuşamaz. İslam büyükleri buna çok dikkat ederlerdi. Bir gün Half bin Eyyûb hazretleri mescidde iken yanına çocuğu geldi ve kendisine dünyevî bir şey hakkında soru sordu. O da kalkıp mescidden dışarı çıktı ve çocuğuna cevap verdi. Sonra geri döndü ve şöyle dedi: "Ben, mescid içinde dünya kelâmı söylemeyi hoş görmedim." Peygamber efendimiz, "Ahir zamanda bazı kimseler, mescidlerde dünyadan konuşacaklar, dünya kelamı söyleyecekler. Onlarla beraber olmayın! Allahü teâlânın böyle kimselerle işi yoktur" buyurdu. Emîrül-Müminîn hazreti Ömer, mescidde yüksek sesle bağıran birisini işittiği zaman kamçısı ile ona vurur ve "Nerede olduğunu bilmiyor musun? Mescidde oturan bir kimse, Yüce Allah'ın huzurunda bulunuyor demektir!" buyururdu. Sâd bin El'müseyyeb hazretlerine "Sizce, cenaze namazında bulunmak mı, yoksa mescidde oturmak mı, daha sevimlidir?" diye sormuşlar. O da demiş ki: "Bana, mescidde oturmak daha sevimlidir. Zira ben, mescidde oturduğum müddetçe melekler benim için istiğfar ederler. Bu ise, cenaze üzerine namaz kılan hakkında gelen haberdeki; bir, iki veya üç kıratlık sevaptan daha faziletlidir." Hazreti Ali, "İnsanoğlu öldüğü zaman, yeryüzünde namaz kıldığı yer ve gökte de amelinin yükseldiği yer onun için matem tutarak ağlar" buyurmuş ve sonra da şu âyeti okumuştur: "Gökte de, yerde de onlar (kafirler) için gök ile yer ağlamadı." (Duhan/29) Camilere dünyalık menfaatler için gelenlerin ellerine zarar ve ziyandan başka bir şey geçmeyecektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Ahir zamanda ümmetimden bir tâife gelecek ve bunlar camilere gelerek halka kurup oturacaktır. Bunların zikri dünya ve onun sevgisidir. Bu bakımdan sakın bunlarla oturmayınız." "Camilerde binden fazla kişi namaz kılacak, içlerinde bir mümin bulunmayacak." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr