Resûlullah Efendimizin "Muhakkak benim havzum için dört rükn vardır" sözlerine Kur'ân-ı azîm ve kitap-ı kadîmde delîl vardır. Resûlullah Efendimizin mübârek sözleri, Kur'ân-ı azîm-üş-şânda bildirilmiştir. Allahü teâlâ buyuruyor: "Bismillâhirrahmânirrahîm. İnnâ a'taynâ ....." Bu sûrenin harflerini ve kelimelerini beyan edelim. Sonra fazîletini beyan edelim. Bu sûre üç âyettir. Kelimeleri ondur, harfleri kırkikidir. Emîr-ül mü'minîn Ali haber verdi. Resûlullah buyurdu ki: "Her kim bir kere İnnâ a'taynâ sûresini okursa, Allahü teâlâ, o kimseye, Cennet'te o kadar ni'met ve hil'at, makâm ve derece verir ki, tamamı, yeryüzü doğudan-batıya kadar deve ile dolu olsa ve her deve üzerinde bir kitap olsa, her kitabın eni ve uzunluğu bütün yeryüzü kadar büyük olsa, o kitapların tamamı kıl kalem ile ince yazılmış olsa, cümlesi bu sûre-i azîmeyi okuyanın kazandığı ni'metlerin, mülklerin, köşklerin, çardakların, odaların vasıflarını açıklamaya ancak yeter." Allahü teâlâ Peygamber Efendimize buyurdu ki: "Biz sana senden ötürü ve senin ümmetinden ötürü bir havz i'tâ ettik. Bütün Peygamberler ve ümmetleri o kıyâmet günü o havzın şarâbını arzû edici olurlar." Resûlullah Efendimiz o günde Cebrâîl aleyhisselâmdan İnnâ a'taynâ sûresini işitti. Sonra Mi'râca çıktığında, gözleri ile gördü. Eshâb-ı güzîn arasında Kevser havzından bahsedilmediği ân az olur idi. Dünyada, yaratıldığı ândan beri Havz-ı Kevsere benzer bir havz görülmemiştir. Bundan sonra da kıyâmete kadar olması mümkün değildir. Onu gördükten sonra, onun akması sesini işitti. Murâd etti ki, istedi ki, Kevser havzının sesini vasfetsin. Mümkün olmadı. Zîrâ o ibâre Eshâb-ı güzînin kudretine ve fehmine sığmaz. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi ki, yâ Resûlallah! Allahü teâlâ buyurdu ki: "Sen onun sesini vasf etmekte zorluk çekiyorsun. Eshâbının da fehmetmeye, anlamağa kudretleri yoktur. Biz kemâl-i lütfumuz ile, zahmetsiz ve sıkıntısız, Kevser havzı suyu dört ırmağının sesini işittirdik ki, havz-ı kevsere gider. Su, süt, şarap ve bal ırmaklarından gider. İşte senin eshâbına ve ümmetine gösterdik. Her kim isterse ki, söyle, iki parmağını iki kulağına koysun. O sesi bunca yıllık yoldan kendi kulağı ile işitir."