Şehadet haberi!

A -
A +

Hazreti Nevfel, Resulullah Efendimizden şehid olması için dua aldıktan sonra silâhını kuşanıp, atına binip, düşmana karşı çıktı. Birçok müşriki öldürdükten sonra sonunda atından düşürdüler. Sonra kendini şehîd ettiler. Zübeyr bin Avvâm der ki: Ben gelip Fahr-i kâinât Efendimize Nevfel'in şehâdetini bildirdim. Dedim ki; "Allahü teâlâ gazânı Nevfel ile mubârek etsin. Nevfel şehîd olup, kana bulanıp, yatar." Hazreti Resûl-i ekrem ve Nebiyyi muhteremin mubârek gözleri yaş ile doldu. Sonra oradaki Eshâb-ı kirâm ile berâber geldiler. Resûlullah hazretleri gelip, başını dizi üzerine alıp, buyurdu ki: "Allahü teâlâ sana rahmet etsin; yâ Nevfel! Şüphe yoktur ki, Hak teâlâ yarın kıyâmet gününde, nidâ edip, buyurur. Sen Arşın altından çıkarsın. Başın sağ elinde olur. Damarlarından kan akar. Kokusu miskten güzel kokar. Suâlsiz, hesapsız Cennet'e gidersin." Sonra örtü getirdiler, sarıp defnettiler. Resûlullah kalkıp parmaklarının üzerinde yürüyerek oradan uzaklaştı. Sonra sual ettiler. Buyurdular ki; "Beni Peygamber gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, Nevfel üzerine o kadar melek nâzil oldu ki, meleklerin çokluğundan ayağımı basacak yer bulamazdım. Bir melek gelip, kanadını ayağım altına döşedi. Ona bastım." Gazâ tamam olunca; Resulullah, her gün varıp, Nevfel'in kabrini ziyâret ederdi. Zübeyr bin Avvâm rivâyet eder ki, sayısız ganîmetler ile; gazâdan döndük. Muzaffer olarak, Medîne-i münevvereye yöneldik. Medîne'ye yaklaşınca; Medîne halkı Hazreti Resûl-i Ekrem'i karşılamaya çıkıp, şiir okuyorlardı. Peygamber Efendimizi medh ve senâ ederler idi. Ansızın Hazreti Nevfel'in hanımı iki oğlu ile gelip, Peygamber Efendimiz'e, "gazânız mubârek olsun" dedi ve "Yâ Resûlallah, Nevfel'in hâli ne oldu. Hazreti Fahr-i âlemin mubârek gözlerinden yaş revân olup, yanında olanlar da ağladılar. Zübeyr bin Avvâm, Server-i kâinâtın üzengisi yakınında yürürdü. Ona buyurdu ki, "Yâ Zübeyr! Yürü. Nevfel'in haberini hanımına söylemeye kim dayanabilir ki, ben söyleyeyim." Mubârek eli ile ardına işâret edip, geçti, gitti. Ondan sonra Hazreti Ali geldi. Hanım O'na dedi ki. "Yâ Ebe'l Hasen! Nevfel ne oldu." Hazreti Ali ağlayıp, yanındakiler de ağladılar. Ammâr bin Yâser yanında yürür idi. Ona dedi ki; "Nevfel'in haberini hanımına nasıl söyleyebilirim." Eli ile ardına işâret etti; geçti. Ondan sonra Hazreti Osmân geldi. Hanım O'na da sordu. Hazreti Osmân ağlayıp, yanında olanlar da ağladılar. O da eliyle işâret edip, geçti, gitti. Ondan sonra Hazreti Ömer geldi. Hanım ona da sordu. Hazreti Ömer de Cevap vermeyip, geriye işâret edip, geçti, gitti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.