Selmân-ı Fârisî'yi azletti!

A -
A +

Emîr-ül mü'minîn hazreti Ömer, Selmân-ı Fârisî'yi Fârîs vilâyetine vâlî tayîn etti. Ebû Mûsel Eş'ârî hazretlerini de hâkim tayîn etti. Her birine beyt-ül mâldan iki dank tayîn buyurdu. Buyurdular ki; beyt-ül-mâldan bir mescid binâ ediniz. Selmân vardı, Emîrlik işleri ile uğraşmaya ve mescid binâ etmeye başladı. Ebû Mûsel Eş'ârî başka bir yerde oturup, Müslümanlar arasında hükmetmeye başladı. Selmân kendi ücretinden iki dank aldı. Bir dankı ile Şâmî kilim aldı. Zîrâ hastalığı vardı. Şâm yapısı o kilim hastalığa faydalı idi. Bir danka iki arpa ekmeği aldı. Yemekten sonra, kendi kilimini döşeyip, üzerinde bir miktar uyudu. Ebû Mûsel Eş'ârî, Emîr-ül mü'minîn katına mektup yazdı: Yâ Emîr-el mü'minîn! Selmân, Resûlullah'ın yaşayışını ve Eshâb-ı güzînin hâllerini bırakıp, çeşitli nefîs yemekler ile meşgûl olur ve yumuşak eşyâ üzerinde uyur. Müslümanların işleri ile meşgûl olmaz. Hazreti Ömer o mektubu okudu. Bir kimse gönderip, Selmân'ı azletti, görevden aldı. Geri yanına çağırdı. Selmân Medîne-i münevvereye geldi. Ahâli karşılamaya çıktı. Hazreti Ömer de karşılamaya çıktı. Selmân-ı Fârisî Hazreti Ömer'i görüp, deveden indi. Yanına varıp, müsafehâ etti. Sonra, Selmân dedi ki: Yâ Emîr-el mü'minîn! Benim hakkımda ne işittin ki, beni azlettin? Hazreti Ömer iki arpa ekmeğini ve Şâmî kilim üzerinde uyuduğunu söyledi. Selmân, kendi hastalığını söyledi ve tövbe etti. Bir dahâ etmem, dedi. Emîr-ül mü'minîn Hazreti Ömer buyurdu ki: Yâ Selmân! Allahü teâlânın izzü ve celâli hakkı için, eğer benim halimden sen de bir nesne işittin ise ki, sana mekrûh gelen, uygun gelmeyen bir şey, bana haber ver, tâ ben de tövbe edeyim. Selmân dedi: Yâ Emîr-el mü'minîn, işittim ki, senin iki kaftanın vardı. Biri eski, biri Cum'a namazından dolayı yeni idi. Sen bilirsin ki, bizim Peygamberimizin hiçbir vakit gömleği iki olmadı. Emîr-ül mü'minîn buyurdu ki: Yâ Selmân, bir zaman iki gömlek edinmiştim. Lâkin, birisini fukarâya verdim. Tövbe etmiştim ve iki elbise kullanmayacağıma da söz verdim. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: "Allahü teâlâ bana ümmetimden dört yüz bin kimseyi Cennet'e koyacağını va'detti." Hazreti Ebû Bekir, bize ziyâde et yâ Resûlallah, dedi. Buyurdu ki: İki elini avuç yapıp, bunun kadar, buyurdu. Yine Ebû Bekir dedi ki: Bize ziyâde et, çoğalt yâ Resûlallah! Yine öyle buyurdu. Hazreti Ömer dedi ki: Bütün ümmeti Allahü teâlâ Cennet'e koymağı irâde etse idi, bir avuçta koyardı. Resûlullah "Ömer doğru söyledi" buyurdular.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.