"Sen de öleceksin!"

A -
A +

Üzerine Mescid-i Aksa inşa edilecek arsa sahibi bir türlü razı olmuyordu. Yeni bir teklif verdi: "Hakkımı bir zeytin, bir hurma ve bir üzüm bahçesi karşılığında satarım" dedi. Davud aleyhisselam, "Olur" deyince adam, son olarak, "Arsanın karşısında oğluma bir yüksek duvar yaptır ve onu altın ve gümüşle doldur" dedi. Davud aleyhisselam adamın bu teklifini de kabul buyurdu. Bunun üzerine adam, "Ey Allahın peygamberi! Allahü tealanın benim bir tek günahımı bağışlaması bana bağışlanacak her şeyden daha sevgilidir" deyip arsasını bağışladı. Mescidin inşasına, hükümdarlığının on birinci yılında başlamıştı. Bizzat Dâvud aleyhisselâm ve bütün âlim ve önde gelenler, şevk ve iftiharla sırtlarında taş getirip, elleriyle bina etmeye gayret ve itina ederlerdi. Bina bir adam boyu olunca; "Bu işin tamamlanması, oğlun Süleyman'a müyesser olur!" diye ilâhî vahiy geldi. Bunun üzerine, bina için hazırladığı altın ve gümüşleri Hazreti Süleyman'a verdi. Mescidin yapılıp bitirilmesi işini de vasiyet etti. Dâvud aleyhisselâm, gayretli idi. Her gece, kapılar kapandıktan sonra ibadet etmeye koyulurdu. Bir yere gidince, evinin kapısını mutlaka kilitlerdi. Bir gün, âdeti üzere evine gelince, kapıyı açıp içeri girdi. İçeride bir yabancı görünce, ona sordu: - Sen kimsin? - Yeryüzü sultanlarından korkmayan ve girmek istediği yerden, onu hiçbir şeyin men edemediği kimseyim. - Vallahi sen, ancak, ölüm meleğisin. - Evet. Bunun üzerine Dâvud aleyhisselâm, ona yine sordu: - Bana, ölüme hazırlanmam için, niçin haberci göndermedin? - Sana pek çok haberci geldi. Baban, kardeşin, komşun ve tanıdıkların nerededir? - Vefat ettiler. - Bütün bunlar, benim sana gönderdiğim habercilerdi. Çünkü sen de onlar gibi öleceksin. Daha sonra ölüm meleği, Dâvud aleyhisselâmın da müsaadesini alarak ruhunu kabzetti. Dâvud aleyhisselâm vefat edince, Allahü teâlâ, onun mülkünü, ilmini ve peygamberliğini oğlu Süleyman'a miras bıraktı. Dâvud aleyhisselâm, vefat ettiğinde yüz yaşında idi. Hayatında kırk sene saltanat sürmüştür.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.