Şerefli bir vazifeyi ifa etti

A -
A +

İki cihân güneşi, bu dünyaya saadet ışıklarını saçtıktan sonra; âhirete teşrif etmişlerdi. Artık Müslümanlar için tek teselli kaynağı, Peygamberimizin emirlerini yerine getirmekti. Çünkü O, Allahın emirlerini bildiren; en son ve en büyük Peygamber idi. Fakat bu vefât üzerine, bütün kâfirler, dinsizler, müşrikler ümide kapıldılar. Hepsi birden, İslâma saldırmaya başladılar. Müslümanlar da, olanca güçleriyle karşı koyuyorlardı. İlk halîfe Hz. Ebû Bekir etrafında, bir hilâl gibi çepeçevre kenetlendiler. Onlarla yapılan Yemâme Cenginde, çok sayıda seçkin Sahâbe şehit oldu. Savaştan sonra halîfe, bir haberci yolladı. Hz. Zeyd'i çağırttı. Halîfenin yanında, Hz. Ömer de bulunuyordu. Hz. Ebû Bekir, Hz. Zeyd'e buyurdu ki: "Hz. Ömer, 'Yemâme'de, 70'ten fazla Kur'an-ı kerim hâfızı şehit düştü. Korkarım öteki savaşlarda, kalan hâfızlar da şehit olurlar. İşte o zaman, Allah korusun Kur'an-ı kerim de, Yahûdi ve Hristiyanların din kitapları gibi, noksan, eksik hâle gelir. Bu sebeple, şimdiden tedbir almalıyız. Allahü teâlânın kelâmını, sözlerini toplayalım ve yazdıralım' diyor. Sen ne dersin?" Bunun üzerine Hz. Zeyd, Hz. Ömer'e sordu: - Yâ Ömer! Sevgili Peygamberimizin yapmadıkları bir işi, bizler nasıl yapabiliriz? Bu suâle, Hz. Ömer şöyle cevap verdi: - Efendimiz yaşarlarken, böyle bir şey olamazdı. Olacağını düşünsek bile, o zaman Cenâb-ı Hak; bütün Kur'an-ı kerimi yeniden Resûlüne vahiy ile bildirebilirdi. Bunun üzerine Hz. Zeyd, "Haklısınız" dedi. Sonra, Hz. Ebû Bekir, Hz. Zeyd'e buyurdu ki: - Ey Resûlullahın kâtibi! Sen zekî, bilgili ve genç bir Müslümansın. Hakkında hiçbir şüphemiz de yoktur. Bu zor işi, ancak sen başarabilirsin. Şânı yüce kitabımızı, toplayabilir ve bir mushaf hâlinde yazabilirsin. Zaten vahiy katibisin. Hz. Zeyd çok şaşırdı! Doğrusu, bunu beklemiyordu. Tereddüt etti. Hz. Ebû Bekir'in "Bu, yapılması îcabeden bir iştir" sözü üzerine kabul etti. Hz. Zeyd, şerefli ve gerekli olan bu işi; uzun çalışmalar sonunda başardı. O zamana kadar dağınık olan mübârek âyetleri, îtinayla topladı. Hepsini, bir Mushaf hâlinde yazdı. Halîfeye teslim etti. Böylece, ilk yazılı Kur'an-ı kerim mushafını hazırlama şerefi, ona nasip oldu. Hz. Osman zamanında da çoğaltılıp, altı tane daha mushaf-ı şerif yazılarak, belli merkezlere gönderildi. Bugünkü Mushaflar bunlardan çoğaltıldı... > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.