İslam büyükleri, vefalı kimselerdi. Akrabalarını, dostlarını, arkadaşlarını unutmaz görüşmelerinde dinlerine, imanlarına bir zarar gelmiyorsa bunlarla irtibatı kesmezlerdi. Resulullah aleyhisselam, sıla-i rahmin, kişiyi Allahın rahmetine yaklaştırdığını ve cehennemden uzaklaştırdığını beyan buyurmuştur. Yine Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Sıla-i rahim kadar, sevabı çabuk verilen bir iyilik daha yoktur. Zulmetmek ve sıla-i rahmi terk etmek öyle birer günahtır ki, Allah onları işleyenleri, hemen bu dünyada cezalandırır. Ayrıca ahiret için de azap hazırlar. Allah tarafından cezaları hemen verilmeye onlardan daha layık yoktur. Bir defasında Peygamberimize bir adam gelerek sordu: - Ya Resulallah, benim akrabalarım, yakınlarım var. Ben onları ziyaret ediyorum, fakat onlar bana zulmediyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben de onlara aynen mukabele edeyim mi? Peygamberimiz buyurdu ki: - Hayır! O takdirde aranızda fark kalmaz. Zira sen böyle davrandığın müddetçe, Allahın yardımı senden asla kesilmez. Üç şey, cennet ehlinin ahlâkındandır. Bunlar yalnız şerefli kişilerde bulunur: 1- Kendisine kötülük edene iyilik etmek, 2- Kendisine zulmedeni affetmek, 3- Kendisini mahrum edene bol bol vermek. Peygamber efendimiz, "Akraba ziyareti yapmayan kimselerin bulunduğu yere rahmet melekleri gelmez." buyurmuştur. O hâlde, akrabasını ziyaret, o kimsenin dinine bir zarar vermeyecekse, akrabası bozuk inançlı biri değil ise, hemen bu gidişe son vermesi, işlediği bu hatadan ötürü Allahtan magfiret dilemesi ve bağları koparmış olduğu akrabasını ziyaret etmesi gerekir. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ey insanoğlu, malın ile akraba ve yakınlarını ziyaret et! Eğer malında cimrilik yaparak onlara bir şey götürmezsen, yahut onlara verecek kadar bir şeyin olmazsa, o takdirde hiç değilse ayaklarınla yürüyerek onlara ziyarette bulun." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr