Sevgiliyi kavuşturun!

A -
A +

Câbir bin Abdullah anlatır: Hazret-i Ebu Bekir Sıddık'ın vefatından sonra bir bedevî A'râbî, bir kırmızı deve üzerinde, Hazreti Alî'nin huzuruna gelip, deveden inip, dedi ki: Esselâmü aleyke, yâ emîr-el mü'minîn! Çabuk bana haber ver ki, Ebû Bekir Cennet'te midir? Hazreti Ali bundan dolayı üzülüp, buyurdu ki: -Yâ A'râbî, keşke, anan seni doğurmamış olsa idi. Resûlullah Efendimizin hayâtında ve vefâtlarından sonra, bu sözü hiç kimse söylemedi. Sen söyledin. Muhâcirîn ve Ensâr arasında, şüphe yoktur ki, Hazreti Ebû Bekir Sıddîk, Resûl-i ekrem ve nebiyyi muhterem Efendimizin hayâtında vezîri idi. Vefâtından sonra halifesi idi. Ondan sonra her kimin i'tikâdı bunun üzerine olmaz ise, o dalâlettedir. Ey A'râbî! Hazreti Ebû Bekir Cennet ehlini, tıpkı, gökyüzündeki bir yıldızın, yeryüzünün ehlini aydınlatdığı gibi aydınlatır. Ebû Bekir Cennet'te, bir köşkten bir köşke, bir kasırdan bir kasra gider. Cennet'te hiçbir kasır ve bir saray, bir oda, bir bahçe, bostân olmaz ki, illâ Hazreti Ebû Bekir'in nûrundan aydınlanmasın. Cennet ehli köşklerden başlarını çıkarıp, derler ki: Yâ Rıdvân! Bu nûr nedir? Rıdvân der ki; Bu Ebû Bekir'in yüzünün nûrudur ki, kasırdan kasra ve odadan odaya gider. Hazreti Ali sözüne devamla dedi ki: -Yâ A'râbî! Ebû Bekir Sıddîk, vefâtı ânında bana dedi ki; benim cânım, benim gözümün nûru ve benim dostum ve benim azîzim. Benim vefâtım yakınlaştı. Ömrüm sonuna yaklaştı. Beni o, Resûlullah Efendimizi yıkadığın mübârek ellerin ile yıka. Kefene sar ve tabut üzerine koy. Cenâzemi Resûlullah Efendimizin Ravda-i mukaddeselerinin kapısına koy. Ve de ki; yâ Resûlallah! Ebû Bekir kapıdadır. İçeri girmek için izin ister. Eğer kilit anahtarsız açılırsa, beni Seyyid-i âlemin mübârek arkası yanına defnedin. Eğer kilit açılmaz ise, beni Bakî' Kabristanına götürüp, garîbler kabristanına defnedin. Hazreti Ali devamla buyurdu ki: -Yâ A'râbî, o halife-i Resûlullah olan Ebû Bekir Sıddîk dünyadan göçtü. Vasiyetini yerine getirip, techîz ettim. Ravda-i mukaddese kapısına götürdüm. İzin istedim. O saat kilit kendiliğinden açılıp, bir ses işittim ki: "Habîbi habîbe kavuşturun. Habîbini çok özlemiştir"diyordu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.