Şeytâ­nın hi­le­le­ri!

A -
A +

İmam-ı Ga­za­li haz­ret­le­ri bu­yu­ru­yor ki: Şey­tâ­nın hî­le­le­ri çok­tur. Bun­lar­dan ba­zı­la­rı şun­lar­dır: Şey­tan, Al­la­hü te­âlâ­nın se­nin ibâ­de­ti­ne ih­ti­ya­cı yok­tur, der. Bu­na kar­şı Be­ka­ra sû­re­si, alt­mı­şi­kin­ci âye­ti­nin, "Amel-i sâ­li­hin fâ­ide­si, bu­nu ya­pa­na­dır" me­âl-i şe­rî­fi­ni ha­tır­la­ma­lı­dır. Şey­tân, Al­la­hü teâ­lâ ra­hîm­dir, ke­rîm­dir, se­ni de af­fe­der, Cen­ne­te kor, der. Bu­na kar­şı, Lok­man sû­re­si, otu­zü­çün­cü âye­ti­nin, "Al­la­hın ke­rîm ol­ma­sı, si­zi al­dat­ma­sın" ve Mer­yem sû­re­si, alt­mı­şü­çün­cü âye­ti­nin, "Cen­ne­te kul­la­rı­mız­dan müt­te­kî olan­la­rı vâ­ris kı­la­rız" me­âl-i şe­rîf­le­ri­ni ha­tır­la­ma­lı­dır. Şey­tan, se­nin ibâ­det­le­rin hep ku­sûr­lu­dur. Ri­yâ ka­rı­şık­tır. Böy­le ibâ­det­ler­le müt­te­kî ola­maz­sın. Al­la­hü teâ­lâ, Mâi­de sû­re­sin­de, "Al­lah, yal­nız müt­te­kî­le­rin ibâ­det­le­ri­ni ka­bûl eder" bu­yu­ru­yor. Se­nin ibâ­det­le­rin ka­bûl ol­maz. Bo­şu­na uğ­ra­şı­yor­sun. Boş ye­re, so­pa yi­yen hay­van gi­bi, ezi­yet çe­ki­yor­sun, der. Bu­na kar­şı­lık, ben, Al­la­hü te­âlâ­nın azâ­bın­dan kur­tul­mak ve em­ri­ne uy­mak için ibâ­det edi­yo­rum. Be­nim va­zî­fem, em­ri ye­ri­ne ge­tir­mek­tir. Ka­bûl olup ol­ma­ya­ca­ğı, O'nun bi­le­ce­ği şey­dir. Şart­la­rı­na uy­gun olan ve farz­la­rı ya­pı­lan ibâ­de­tin sa­hîh ol­ma­sı mu­hak­kak­tır, de­me­li­dir. Farz­la­rı terk et­mek bü­yük gü­nâh­tır. Bu gü­nâh­lar­dan kur­tul­mak için ibâ­det­le­ri yap­mak lâ­zım­dır. İbâ­det yap­ma­dan, Cen­ne­te gir­mek için du­â et­mek gü­nâh­tır. Ha­dîs-i şe­rîf­te, "Ak­lı olan kim­se, nef­si­ne uy­maz ve ibâ­det ya­par. Ah­mak olan, nef­si­ne uyar, son­ra Al­la­hın rah­me­ti­ni bek­ler" bu­yu­rul­du. Âhi­ret için lâ­zım olan şey­le­ri, dün­ya­da ha­zır­la­mak lâ­zım­dır. Şey­tân, şim­di dün­ya­yı ka­zan­mak için ça­lış da, ra­ha­ta ka­vuş, o za­man, ra­hat ra­hat, hu­zûr için­de ibâ­det eder­sin, di­ye­rek ibâ­det yap­ma­ya mâ­ni olur. Bu­na ce­vap ola­rak, ecel be­nim elim­de de­ğil­dir. Her­ke­sin öm­rü­nü Al­la­hü teâ­lâ ezel­de tak­dîr et­miş­tir. Bel­ki ya­kın­da ölü­rüm. İbâ­det va­zî­fe­le­ri­ni vak­tin­de yap­ma­lı­yım, de­me­li­dir. Ha­dîs-i şe­rîf­te, "He­le­kel-mü­sev­vi­fün" bu­yu­rul­du ki, bu­gün­kü va­zî­fe­le­ri­ni ya­rı­na bı­ra­kan­lar za­rar et­ti­ler, de­mek­tir. Şey­tân, ibâ­det­le­ri terk et­ti­re­me­yin­ce, ça­buk kıl, vak­ti­ni ka­çır­ma, di­ye­rek şart­la­rı­nı, farz­la­rı­nı tam yap­tır­ma­mak is­ter. Bu­na kar­şı­lık, bun­la­rı, ya­vaş ya­vaş ve şart­la­rı­na uy­gun ola­rak yap­mak lâ­zım­dır. Şart­la­rı­na uy­gun ola­rak az yap­mak, şart­la­rı nok­san ola­rak çok yap­mak­tan iyi­dir, de­me­li­dir. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.