İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Şeytânın hîleleri çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: Şeytan, Allahü teâlânın senin ibâdetine ihtiyacı yoktur, der. Buna karşı Bekara sûresi, altmışikinci âyetinin, "Amel-i sâlihin fâidesi, bunu yapanadır" meâl-i şerîfini hatırlamalıdır. Şeytân, Allahü teâlâ rahîmdir, kerîmdir, seni de affeder, Cennete kor, der. Buna karşı, Lokman sûresi, otuzüçüncü âyetinin, "Allahın kerîm olması, sizi aldatmasın" ve Meryem sûresi, altmışüçüncü âyetinin, "Cennete kullarımızdan müttekî olanları vâris kılarız" meâl-i şerîflerini hatırlamalıdır. Şeytan, senin ibâdetlerin hep kusûrludur. Riyâ karışıktır. Böyle ibâdetlerle müttekî olamazsın. Allahü teâlâ, Mâide sûresinde, "Allah, yalnız müttekîlerin ibâdetlerini kabûl eder" buyuruyor. Senin ibâdetlerin kabûl olmaz. Boşuna uğraşıyorsun. Boş yere, sopa yiyen hayvan gibi, eziyet çekiyorsun, der. Buna karşılık, ben, Allahü teâlânın azâbından kurtulmak ve emrine uymak için ibâdet ediyorum. Benim vazîfem, emri yerine getirmektir. Kabûl olup olmayacağı, O'nun bileceği şeydir. Şartlarına uygun olan ve farzları yapılan ibâdetin sahîh olması muhakkaktır, demelidir. Farzları terk etmek büyük günâhtır. Bu günâhlardan kurtulmak için ibâdetleri yapmak lâzımdır. İbâdet yapmadan, Cennete girmek için duâ etmek günâhtır. Hadîs-i şerîfte, "Aklı olan kimse, nefsine uymaz ve ibâdet yapar. Ahmak olan, nefsine uyar, sonra Allahın rahmetini bekler" buyuruldu. Âhiret için lâzım olan şeyleri, dünyada hazırlamak lâzımdır. Şeytân, şimdi dünyayı kazanmak için çalış da, rahata kavuş, o zaman, rahat rahat, huzûr içinde ibâdet edersin, diyerek ibâdet yapmaya mâni olur. Buna cevap olarak, ecel benim elimde değildir. Herkesin ömrünü Allahü teâlâ ezelde takdîr etmiştir. Belki yakında ölürüm. İbâdet vazîfelerini vaktinde yapmalıyım, demelidir. Hadîs-i şerîfte, "Helekel-müsevvifün" buyuruldu ki, bugünkü vazîfelerini yarına bırakanlar zarar ettiler, demektir. Şeytân, ibâdetleri terk ettiremeyince, çabuk kıl, vaktini kaçırma, diyerek şartlarını, farzlarını tam yaptırmamak ister. Buna karşılık, bunları, yavaş yavaş ve şartlarına uygun olarak yapmak lâzımdır. Şartlarına uygun olarak az yapmak, şartları noksan olarak çok yapmaktan iyidir, demelidir. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr