Şeytanın vekilleri!

A -
A +

Büyüklerden biri şeytanı boş oturuyor, insanları aldatmakla uğraşmıyor görüp, sebebini sorar. Şeytan cevâb olarak, (Zamanın din adamı geçinen, kötü âlimleri, insanları yoldan çıkarmakta bana o kadar yardım ediyor ki, bu mühim işi yapmama lüzum kalmıyor) demiştir. Doğrusu, zamanımızda İslamiyetin emirlerini yapmaktaki gevşeklikler ve insanların dinden yüz çevirmesi, hep din adamı perdesi altında söylenen sözlerden, yazılardan ve bu adamların bozuk niyetlerinden dolayıdır. Din adamları üç kısımdır: Akıl sâhibi, ilim sâhibi, din sâhibi. Bu üç sıfatı da birlikte taşıyan din adamına (Din âlimi) denir. Bir sıfatı noksan olursa, onun sözüne güvenilmez. İlim sâhibi olmak için, akıl ve nakil ilimlerinde mütehassıs olmak lâzımdır. Dünyaya gönül kaptırmıyan, mal, mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdâsında olmıyan din âlimleri, âhıret adamlarıdır. Peygamberlerin "aleyhimüsselâm" vârisleri, vekîlleridir. İnsanların en iyisi bunlardır. Kıyâmet günü, bunların mürekkebi, Allahü teâlâ için canını veren şehîdlerin kanı ile tartılacak ve mürekkeb, daha ağır gelecektir. "Âlimlerin uykusu ibâdettir" hadîs-i şerîfinde medh edilen, bunlardır. Ahıretteki sonsuz nimetlerin güzelliğini anlıyan, dünyanın çirkinliğini ve kötülüğünü gören, âhıretin ebedî, dünyanın ise fanî geçip tükenici olduğunu bilen onlardır. Bunun için kalıcı olmayan, çabuk değişen ve biten şeylere bakmayıp, bâkî olana, hiç bozulmıyan ve bitmiyen güzelliklere sarılmışlardır. Âhıretin büyüklüğünü anlıyabilmek, Allahü teâlanın sonsuz büyüklüğünü görebilmekle olur. Âhıretin büyüklüğünü anlıyan da, dünyaya hiç kıymet vermez. Çünkü, dünya ile âhıret birbirinin zıddıdır. Birini sevindirirsen öteki incinir. Dünyaya kıymet veren âhıreti gücendirir. Dünyayı beğenmiyen de, âhırete kıymet vermiş olur. Her ikisine birden kıymet vermek veya her ikisini aşağılamak olamaz. İki zıd şey bir araya getirilemez. Tasavvuf büyüklerinden bazısının işlerine bakıp, dünyayı seviyor, istiyorlar sanılır. Hâlbuki, içlerinde hiç dünya sevgisi, arzûsu yoktur. Sûre-i Nûrda, "Bunların ticâretleri, alış verişleri, Allahü teâlâyı hâtırlamalarına hiç mani olmaz" meâlindeki âyet-i kerîme bunlar içindir. Dünyaya bağlı görünürler. Hâlbuki, hiç bağlılıkları yoktur. Hâce Behâeddîn-i Nakşibend Buhârî "kuddise sirruh" buyuruyor ki: "Mekke-i mükerremede Minâ pazarında, genç bir tâcir, aşağı yukarı, ellibin altın değerinde alış veriş yapıyordu. O esnâda, kalbi, Allahü teâlâyı bir an unutmuyordu..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.