"Sıkıntılarını yok edeceğim!"

A -
A +

Âdem aleyhisselam, Allahü tealanın emri ile, Kabe-i şerifi inşa edip, ilk tavafını yaptıktan sonra, melekler kendisine, "Ey Âdem! Haccın mübarek olsun" dediler. Âdem aleyhisselam onlara; "Siz tavaf esnasında neler söylüyorsunuz" diye sordu. Melekler de şöyle cevap verdiler: "Sübhânallahi vel-hamdülillahi velâ ilâhe illallahü vallahü ekber." Âdem aleyhisselam onlara "Velâ havle velâ kuvvete illâ billah" cümlesini de buna ilâve ediniz, buyurdu. Âdem aleyhisselam tavaftan sonra, kapı önünde iki rekât namaz kıldı ve Mültezem'e gelip şu duâyı yaptı: "Yâ Rabbî! Senden kalbime nüfuz edecek şüphesiz ve dosdoğru bir iman ve benim hakkımda senin hükmettiklerine razı olma kudreti vermen için yalvarıyorum." Allahü teâlâ şöyle buyurdu: "Ey Âdem! Benden bazı dileklerde bulundun. Ben bu dileklerini senin için kabul ettim. Senin zürriyetinden bu şekilde duâda bulunanların da duâlarını kabul edip, düşünce ve sıkıntılarını yok edeceğim. Kederlerini dağıtıp, mallarını koruyacağım..." Âdem aleyhisselamın yaptığı bu duâyı okumak, o zamandan bugüne kadar devam etmiş, tavafın bir sünneti hâline gelmiştir. Kâbe daha sonra Nuh tufanında yıkılmış ve temelleri kalmıştı. Kâbe'nin, Nuh tufanından sonra İbrahim aleyhisselama kadar yeri belirsiz olup, yalnız bulunduğu saha bilinmekteydi. Bu bölge kırmızı topraklı ve sel sularının yükselemeyeceği kadar tümsek bir tepe durumunda idi. İbrahim aleyhisselam yeniden inşa edinceye kadar böyle kaldı. Âdem aleyhisselam ve Hz. Havva, daha sonra Şam'a geldiler. Burada evlatları çoğaldı. Neslinden kırk bin kişiyi gördü. Oğullarına ve torunlarına peygamber olarak gönderildi. Kendisi aynı zamanda ilk "din getiren" yani "resul" peygamberdi. "Ulul'azm" denilen altı büyük peygamberden ilkidir. Hz. Âdem'in peygamber olduğuna inanmayan dinden çıkar, kâfir olur. Cebrail aleyhisselam kendisine oniki defa geldi. Kendisine on suhuf (forma) kitap verildi. Bu kitapta; iman edilecek hususlar, çeşitli diller ve lügatler, her gün bir vakit namaz kılmak, gusül (boy abdesti) almak, oruç tutmak, leş, kan, domuz eti yememek, ilaçlar, hesap, geometri gibi şeyler bildirildi. Hz. Âdem ve çocukları şehirlerde yaşarlardı. Okuma-yazma bilirlerdi. Demircilik, dokumacılık, çiftçilik gibi sanatları vardı. Otla değil, buğdaydan ekmek yapıp, onunla beslenirlerdi. Altın üzerine para dahî basılmış, maden ocakları işletilip, çeşitli aletler yapılmıştı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.