"Şimdi tam zamanı!"

A -
A +

Geçenlerde bir yazımda, "Bütün Hıristiyan mezhepler ve küresel güçler, misyonerlikte, Hıristiyanlığı yaymada iş birliği içindeler. Asırlardır bir araya gelemeyen bu güçler İslamı değiştirmede, İslamda Reformda ittifak halindeler" demiştim. ATO tarafından bastırılıp ücretsiz dağıtılan "Misyoner Örgütleri ve Misyonerlik Faaliyetleri" isimli kitabın yazarı Sayın Tuncer Günay da "Misyonerlik zehrinin panzehiri İslâm'dır. Bunu bozmak için İslamı sulandırma hareketleri başlatıldı" diyerek toplumu dikkatli olmaya çağırdı. Sayın Günay'ın ciddi endişeleri ve uyarıları var bu konuda: İslâmiyet, misyonerlerin her türlü taarruza rağmen çelik gibi karşılarında duruyordu. Bu duruşu yumuşatabilmek ve bir manevra alanı bulabilmek için uyduruk tartışmalar oluşturmaya başladılar. Bu tartışmalar onların işlerini kolaylaştırıyor, rahat bir nefes almalarını sağlıyordu. Türkiye'deki Ortodoks ve Protestan temsilcileri, 27 Aralık 2005'te bir toplantı yaparak şöyle bir karar aldılar: 'Türkiye'de şu ana kadar yürütülen Hıristiyanlaştırma faaliyetleri başarısızlığa uğradı. Daha yoğun çalışılması ve sonuç alınması gerekiyor. Bundan sonra güç birliği yaparak tek parça halinde Türkiye'de yeni bir hareket olarak yeni bir dönem başlatıyoruz.' Ortodoks ve Protestanların oluşturduğu yeni hareketin adı,Birlikte Dua Hareketi... Şimdi bundan sonra misyonerler karşımıza "Birlikte Dua Hareketi" olarak çıkacaklar. Birlikte Duacılar'ın sloganları da çok ilginç: 'Şimdi tam zamanı' Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerini çok rahatlıkla yürütebilmenin tam zamanı. Onlara göre; zemin uygun. Avrupa Birliği müzakere sürecinin başlamasıyla birlikte gelen özgürlük rüzgarı, bunlara propaganda anlamında birçok kolaylık sağlıyor. Örgütlenme, yayın, propaganda kolaylığı sağlanacağı düşüncesiyle faaliyetlerini hızlandırma açısından uygun zaman olduğunu düşünüyorlar. "Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılması güçtür" diye raporlar gitmiş misyonerlik faaliyetlerinin merkezlerine. Merkezlerden "O zaman Müslümanlık üzerine çalışın" talimatı gelmiş. Yapılan toplantılarda "Müslümanlığı sulandırarak çalışma alanı bulabileceğiniz delikler açın" denilmiş. Son zamanlarda bir sosyete grubunun kadınlı-erkekli namaz kılmaları, kadınların başı açık şekilde namaza durmaları bununla ilgili. Bizi bir arada tutan en birleştirici unsur İslâm'dır. Eğer misyonerler İslâm'ı sulandırıp rahat faaliyet etme alanı için bir delik açarlarsa, bizi bir arada tutan son maya da bozulmuş olacak. Subaşı Camii'ndeki olay bir denemeydi. Hıristiyanlar, "diyalog"dan Müslüman dünyasına kendi tezlerini kabul ettirme olarak anlıyor. Tek taraflı bir çıkar söz konusu... Mevcut potansiyel tehlike çok iyi hissedilmedi ve kavranılmadı. Misyonerleri tespit etmek ve onlara karşı strateji belirleyip mücadele etmek kolaydır. Ancak birtakım saçma sapan fikirlerle İslâm'ı sulandırma faaliyetleri daha tehlikelidir. Aykırı hareketler, bazı bozuk düşünceli ilahiyatçıların kafa kurcalayan açıklamaları, misyonerlerin İncil dağıtmasından daha zararlıdır. Aykırı hareketlerde bulunanların birçoğunun dışarı ile irtibatları var. Kimisi orada okumuş, kimisi bu çalışmaları destekleyen firmalarında çalışmış. İslamı bozma, yozlaştırma, 'ılımlı islam', 'Light İslam' gibi faaliyetler dışarının tezgahıdır. Bunlar İslâm'ı sulandırma çalışmalarıdır. Buradan açılacak bir delik sayesinde İslâmiyet üzerinde yapılacak tartışmalarla din zayıflatılırsa, Hıristiyan misyonerlerin faaliyet alanı genişleyecek ve rahat çalışacaklar... ----------------------------------------- Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.