Sıra Hz. Asiye'de idi!

A -
A +

Üç aylık yavru, dininden dönmesi için Firavun tarafından işkenceye tabi tutulan annesi Mâşitâ Hatun'a sesleniyordu: "Pek yakında sen de cennet nimetlerine kavuşacaksın. Sakın ha, dininden dönme! Az daha sabreyle! Firavun'a inanma! Benim, ablam ve senin için, Rabbimizin cennette hazırlamış olduğu makamı görüyorum. O makamın etrafında, sana hizmet etmek için bekleşen ve pervane gibi dönen hurileri de görüyorum." Orada bulunanlar, üç aylık yavrunun konuşmasını duydular ve onlardan çoğu Hazreti Musa'ya iman etti. Mâşitâ Hatun, artık ağlamıyor, gülüyordu. Yavrusunun gördüklerini o da görüyor ve cennet nimetlerine bir an evvel kavuşmak için can atıyordu. Artık ölümün bir an evvel gelmesini arzu ediyordu. Biraz sonra, o da ruhunu teslim edip şehit oldu. Böylece ruhu, cennetteki makamına, yavrularının yanına uçtu. Bütün bu olayları gördüğü hâlde Firavun'un iman etmek aklından bile geçmiyordu. Bu masum yavruların ve annelerinin sabrı karşısında kılı bile kıpırdamamıştı. Tarihte hep böyle olmuştur. Zalim kimseler yaptıklarının zulüm olduğunu biliyor, ancak itiraf etmekten çekiniyorlardı. Zira şeytan, onları, mevki ve makamları ile gururlandırıyor; peygamberlerin bildirdiklerinin doğru olabileceğini bir an bile akıllarına getirtmiyordu. İbrahim aleyhisselâm zamanındaki Nemrûd, İsrailoğullarına zulümde çok ileri gidenlerden Buhtunnasar hep böyleydiler. Mâşitâ Hatun'dan sonra şimdi de şehidlik sırası Hazreti Asiye'de idi. Hazreti Asiye, Firavun'un hanımı idi. Fakat Firavun'un aksine; iyiliksever, şefkatli, merhametli, zulüm ve haksızlığı asla hoş görmeyen bir hanımdı. Zaten senelerce önce, bir sandık içinde sarayın bahçesine gelen Musa aleyhisselâmı alıp; onu evlât edinmesi ve Firavun'un zararından koruması da, bu güzel hasletleri sebebiyle idi. Hazreti Musa'nın sihirbazlarla karşılaşıp, sâhirlerin mağlûp olmaları ve hepsinin secdeye kapanarak iman etmelerinden sonra, Hazreti Asiye de iman etmişti. Firavun gibi azılı bir Allah düşmanının hanımı olması, onun iman nimetiyle şereflenmesine mâni olamadı. Hazreti Asiye, bir müddet imanını gizledi. İman ettikten sonra, Allahü teâlânın emirlerine sıkı sıkıya bağlandı. Gizli gizli Allahü teâlâya ibadet ederdi. Mâşitâ Hatunun şehit edilmesine kadar bu hâl böyle devam etti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.