Şît aleyhisselâm

A -
A +

Şît aleyhisselam Kâbil'in Hâbil'i şehit etmesinden sonra doğmuştur. O doğduğu zaman, son peygamber olan ahir zaman peygamberi Muhammed aleyhisselamın nuru, Âdem aleyhisselamdan oğlu Şît aleyhisselama intikal etti ve onun alnında parladı. Bu sebeple Âdem aleyhisselam, onu pek ziyade severdi. Bütün evladı üzerine onu reis yaptığı gibi, vefat edeceği sırada da bütün yeryüzünün halifeliğine onu tayin etti ve bu hususta vasiyette bulundu. Ayrıca bütün ilimleri öğretti. Şît aleyhisselam, Âdem aleyhisselamın öteki çocuklarının hepsinden güzel, faziletli ve üstün idi. Hâl ve tavırda tıpkı babasına benzediğinden, Âdem aleyhisselamın ona karşı muhabbeti çoktu. Şît aleyhisselama peygamber olduğu bildirilip, vahiy geldi. Allahü teâlâ Şît aleyhisselama elli suhuf (forma) gönderdi. Ona nâzil olan bu elli suhufta hikmet ve riyaziye (matematik) ilimleri, kimya, çeşitli sanatlar ve daha pek çok şey bildirilmiştir. Resulullah efendimiz buyurdu ki: "Allahü teâlâ yüzdört kitap gönderdi. Şît'e elli sahife indirdi..." Şît aleyhisselamın dininin esasları, Âdem aleyhisselamın bildirdiği dinin esaslarına uygun idi. Ekseriya Şam civarında ikamet edip; insanlara, Allahü teâlâya iman etmeyi ve emirlerine uymayı bildirerek, tebliğ vazifesini yaptı ve bin şehir kurup, hudutlarını tayin etti. Her şehrin kapısında "Lâ ilâhe illallah Âdem Safiyyullah Muhammed Habibullah" yazılı idi. Şît aleyhisselam, çocukları ve torunları, imar ettikleri şehirlerde yaşayıp, Allahü teâlâya ibâdet ve taat ile meşgul olurlardı. Gayet saadetli bir hayat sürerlerdi. Aralarında düşmanlık, buğz ve haset yoktu. Kötülüklerden, haramlardan ve isyandan uzak dururlardı. Hz. Şît ve ona iman edenler, daima emr-i mâruf ve nehy-i münker yaparlardı. Yani insanları Allahü teâlânın razı olduğu, emrettiği yola davet ederler ve kötülüklerden, Allahü teâlânın razı olmadığı, yasak ettiği şeylerden sakındırırlardı. Bu sebeple şeytan, Şît aleyhisselama ve ona tâbi olanlara karşı haset ediyor, onları saptırmak için uğraşıyordu. Fakat ne kadar uğraştı ise de, buna muvaffak olamadı. Hâbil'i şehit ettikten sonra, Yemen'e giden Kâbil'in çocukları çoğalmıştı. Bunlar iman etmemiş ve azgın bir hâlde sapıklık içinde yaşıyorlardı. Şît aleyhisselam Şam'dan Yemen'e gidip, Allahü teâlânın emri üzere onları imana ve ibadet etmeye davet etti. Fakat bu kavim onun dinini kabul etmeyip, sapıklıklarında ısrar ettiler. Şît aleyhisselam onlar ile savaştı. Bu savaşta kılıç kullandı. İlk kılıç kullanan odur. Yemen'deki bu azgın kavmin bir kısmını kılıçtan geçirdi, bir kısmını da esir aldı. Şît aleyhisselam Kâbe'yi taşlarla yeniden inşa etti. Her yıl hac yaptı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.