Söz dinleyen kurtuldu

A -
A +

Tâlût, İsrailoğullarının başına geçince cihad için yola çıktı. Askerlerine yolda önlerine çıkacak nehirden su içmemelerini tenbih etti. Ordu, seksen bin kişi idi. Askerin çoğu, Tâlût'un talimatı haricine çıkarak, istedikleri kadar sudan içtiler. Az bir kısmı söz dinledi. Bunların da çoğu firar edince, geride çok az asker kaldı. Tâlût'un ordusunda itaat edenlerin sayısı, Eshab-ı Bedir sayısına denk idi. Resûlullah efendimiz Bedir günü eshabına buyurdu ki: - Bugün siz, Tâlût'un söz dinleyen eshabı adedincesiniz. Onlar mümin idiler. Tâlût'un emrini dinlemeyip nehirden içenlerin; içtikçe dudakları karardı, susuzlukları arttı, kendilerini korku kapladı, hareket etmeye kuvvetleri kalmayıp, nehir kenarında hâlsiz kaldılar. Emri dinleyenlerin imanları kuvvetlendi. Bu hâlden dolayı Allahü teâlâ onlara güç verdi. Nihayet iki ordu karşı karşıya geldi. Tâlût'un ordusunda, er olarak savaşa katılan on sekiz yaşında genç bir yiğit vardı. İsmi Dâvud idi. Dâvud aleyhisselâm, pederi Eyşâ ve on iki biraderi ile Tâlût'un askeri arasında bulunuyordu. Bunların en küçüğü Hazreti Dâvud idi. Rivayete göre Davud aleyhisselam vücud bakımından zayıf olduğu için babası onu yine sürülerin başında bırakmıştı. Davarlarını yayarken kendisine bir ses geldi: "Ey Davud! Sen Calut'u öldüreceksin. Burada durup ne yapacaksın. Haydi sürülerini Allaha emanet et ve kardeşlerine katıl. Talut, Calut'u öldürecek olana malının yarısını ve kızını onunla evlendirmeyi vaat etti" diyordu. Hemen davarlarını Allaha tevekkülle orada bırakıp babasının yanına geldi. Babası, oğulları için azık hazırlayarak Davud aleyhisselama verdi ve: "Oğlum, hemen kardeşlerinin yanına git! Düşmanlara karşı güç kazanmaları için bunları onlara ver. Durumlarını gör, benim yanıma ve işinin yanına hemen dön, dedi. Böylece Davud aleyhisselam Talut'un ordusuna katıldı. Hazreti Dâvud'un sesi çok güzeldi. Bugün dahi, "Dâvudî ses" tabiri kullanılmaktadır. Sesi çok güzel olduğu için, devlet reisi Tâlût'un huzuruna çıkarıldı. Tâlût onu, kendisine nedim yaptı. Dâvud aleyhisselâm, gün geçtikçe şöhret kazandı. Sonra da, Tâlût'un Amâlika kavmine karşı hazırladığı orduya katıldı. Harp başlamadan önce, Tâlût ferman edip; Câlût'u öldürene kızını vereceğini ve memleketin her tarafında onun mührünü geçerli kılacağını ilân etti. Sonra yardım için Allahü teâlâya dua ve niyazda bulundular.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.