Evliyânın büyüklerinden Mâlik bin Dînâr lüzumsuz konuşmanın zararı hakkında; "Kulun lüzumsuz ve boş sözlerle vakit geçirmesi, kalbi karartır, bedeni zayıflatır, geçim sebeplerini de zorlaştırır" buyurdular. Irak'ta yetişen büyük velîlerden Mâcid el-Kürdî az konuşmanın fazîletini anlatırken, "Susmak, yorulmadan, güçlük çekmeden yapılan bir ibâdettir. Süslenmeden kazanılan bir zînettir. İnsanı özür dilemek zilletine düşmekten koruyan bir zenginliktir. Kirâmen kâtibîn meleklerine rahatlıktır" buyurdular. Muaz bin Cebel hazretleri, "Ey Allahın Resûlü! Bana nasihatte bulun! dedi. Hazreti Peygamber: (Allah'ı görür gibi ona ibadet et! Nefsini ölülerden say! Eğer dilersen, senin için bunlardan daha faydalı bir şeyi haber vereyim) diyerek dilini işaret etti." Ebû Hüreyre, Hazreti Peygamberden şunu nakleder: "Her kim, Allah'a ve son güne inanıyorsa, ya hayır söylesin veya sükût etsin.", "Allah o kuldan razı olsun ki, konuşup ganimet sahibi olur veya susup selâmette kalır." İsa aleyhisselama "Bize öyle bir amel söyle ki onunla cennete girmiş olalım!" denildiğinde şöyle demiştir: "Hiç konuşmayınız!" Dediler ki: "Buna gücümüz yetmez!" O zaman şöyle dedi: "O halde ancak hayır ile konuşunuz!" Süleyman aleyhisselam şöyle demiştir: "Eğer söz gümüş ise sükut altındır." Bir göçebe Resulullahın huzuruna geldi ve dedi ki: "Bana öyle bir ibadet bildir ki cennete girmeme vesile olsun!" Hazreti Peygamber de şöyle buyurdu: "Aç kimseye yedir, susuza içir! Emr-i bi'l-mâruf yap! Münkeri yasakla! Eğer gücün buna yetmiyorsa -hayır hariç- dilini tut!" "Hayır hariç, dilini tut! Böyle yapmakla şeytanı mağlûp edersin." Evliyânın büyüklerinden Ebû Abdullah Dîneverî hazretlerine çok konuşmanın zararlarından soruldu. O zaman; "Çok söz, iyilikleri yer bitirir. Hattâ yer, kurutur. Tıpkı kuru arâzinin suyu yuttuğu gibi olur" buyurdular. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr