Tahtı ters çevirten dua...

A -
A +

Tahtı ters çevirten dua... Abdullah bin Tâhir'in ne kadar âdil olduğu, mazlumları nasıl koruduğu husûsunda kaynak eserlerde şu menkıbe bildirilmektedir: "Bir zaman, zaptiyeler birkaç hırsız yakalamış, vâli Abdullah bin Tâhir'e bildirmişlerdi. Hırsızlardan biri kaçtı. Diğer taraftan Hiratlı bir demirci, Nişâpur'a gitmişti. İşini bitirince, memleketine dönerken, gece vakti zaptiyeler kaçan hırsız zannedip, onu yakaladılar. Hırsızlarla berâber vâliye çıkardılar. Vâli; "Hepsini hapsedin!" diye emir verdi. Demirci, hapishânede abdest alıp namaz kıldı. Ellerini uzatıp; "Yâ Rabbî! Günahım olmadığını, yalnız sen bilirsin ve beni buradan ancak sen kurtarırsın. Yâ Rabbî! Beni kurtar!" diye duâ etti. Vâli, o gece rüyâda, dört kuvvetli kimsenin gelerek, tahtını tersine çevirdiklerini gördü ve uyandı. Hemen abdest alıp, iki rek'at namaz kıldı. Tekrar uyudu, aynı rüyâyı tekrar gördü. Uyanınca, bir mazlûmun âhını aldığını anladı. "Binlerce top ve tüfek, yapamaz aslâ, / Gözyaşının seher vakti yaptığını, / Düşman kaçıran süngüleri, çok defâ, / Toz gibi yapar, bir mü'minin duâsı..."diye düşünüp; "Ya Rabbî! Büyük, yalnız sensin! Sen öyle bir büyüksün ki, büyükler ve küçükler, sıkışınca, ancak sana yalvarır. Sana yalvaran ancak murâdına kavuşur" dedi. Hemen, o gece, hapishâne müdürünü çağırtıp, hapishânede bir mazlûmun olup olmadığını sordu. Müdür; "Bunu bilemem. Yalnız, biri namaz kılıp, çok duâ ediyor. Gözyaşları döküyor" deyince, onu getirtti. Hâlini sorup anladı. Özür dileyip; "Hakkını helâl ve bin gümüş hediyemi de kabûl et ve herhangi bir arzun olunca bana gel!" diye ricâ etti. Demirci; "Hakkımı helâl ettim ve hediyeni de kabûl ettim. Fakat işimi, dileğimi senden istemeye gelemem" dedi. "Niçin?" deyince, demirci dedi ki: "Çünkü, benim gibi bir fakir için, senin gibi bir vâlinin tahtını birkaç defâ tersine çeviren sâhibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına götürmem kulluğa yakışmaz. Namazlardan sonra ettiğim duâlarla, beni nice sıkıntıdan kurtardı ve murâdıma kavuşturdu. Nasıl olur da, başkasına sığınırım? Rabbim, nihâyeti olmayan rahmet hazînesinin kapısını açmış, sonsuz ihsân sofrasını, herkese yaymış iken, başkasına nasıl giderim? Kim istedi de vermedi? İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzûruna edeple çıkmazsan, rahmetine kavuşamazsın." İbâdet eşiğine, kim ki, bir gece baş kodu, Dostun lütfu, açar ona, elbette binbir kapu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.