Allahü teâlânın Musa aleyhisselamın duâsı üzerine dirilttiği kimseler tövbe etmeye başladılar: "Ya Rabbi! Bu dünyada bize; yardım eyle, ibadet, tâat, nimet ve âfiyetle güzel yaşamak ihsan eyle, Ahirette ise magfiret ve rahmetini, Cenneti ve cemalini görmemizi nasib eyle. Şüphesiz ki biz sana yöneldik, tövbe edip, sana döndük." Onların bu tövbesine karşılık Allahü teâlâ buyurdu ki: "Azabıma, kullarımdan dilediğim kimseyi uğratıyorum. Rahmetim her şeyi kaplamıştır. Bu dünyada, mü'min, kâfir, mükellef ve çocuk herkese şamildir. Lâkin kıyamet gününde rahmetim hassaten Allahü teâlâya karşı gelmekten sakınanlara, zekatlarını verenlere ve ayetlerimize iman edenleredir... Âlimlerimiz buyuruyor ki: Allahü teâlâ; "Rahmetim her şeyi kaplamıştır" buyurunca, İblis mel'unu; "Ben de bir şeyim. O halde ben de rahmete kavuşurum" dedi. Fakat Allahü teâlâ; "Hassaten Allaha karşı gelmekten sakınanlara" buyurunca, İblis'in ümidi kalmadı. Kavminden yetmiş kişi ile birlikte Allahü teâlâya münâcâtta bulunmak ve kavminden buzağıya tapma dalaletine düşenler namına istigfarda bulunup, Hak teâlâdan af ve özür dilemek için Tûr-i Sînâ'ya gelen Hazreti Musa, Allahü teâlânın kelâmını duyup, kavminin yanına döndü. Bu mühim ve müthiş hadisenin tesiriyle biraz kendine gelen İsrailoğulları, bir müddet itaat içinde yaşadılar. Daha sonra, kendilerinde bulunan nimete nankörlük ve çabuk unutma gibi hasletlerinden dolayı yine söz dinlememeye başladılar. Zaman ilerledikçe nasihatlerin tesiri azalıyordu. Geçmişte yaşadıkları mühim hadiseleri unutarak gaflete dalıp, Tevrât'ın hükümlerine aykırı hareketlere başladılar. Hatta öyle oldu ki, Tevrât'ta bildirilen, emredilen hükümlerin çok zor ve pek ağır olduğunu, bu hükümlerin icablarını yerine getiremeyeceklerini söylediler. Bu hükümleri Hazreti Musa'ya bildirenin Allahü teâlâ olduğunu, dolayısıyla bunlara itaatsizlik ve riayetsizlik etmenin, doğrudan Hak teâlâya isyan olacağını düşünemediler. Tevrât'ın hükümlerine mutlaka tâbi olacaklarına ve Musa aleyhisselama kati olarak itaat edeceklerine dair verdikleri te'minatı unutmuşlardı. Allahü teâlâ gafletten uyanmaları için Tûr dağını kaldırıp onların üzerine getirdi. Dağ, Allahü teâlânın izni ve kudretiyle gelerek, İsrailoğullarının üstünde, başları hizasının az yükseğinde durdu!..