Tövbeleri kabul oldu

A -
A +

Musa aleyhisselam, halkı buzağıya taptıran Samiri'yi kovdu. Buzağı heykelini eritip yok ettikten sonra kavmine: "Ey kavmim! Muhakkak ki siz, buzağı heykeline tapınmakla, onu ilâh edinmekle, nefsinize zulmettiniz" dedi. Onlar; "Bunu affettirmenin çaresi nedir? Siz onu bildirin biz de yapalım" dediler. Hazreti Musa buyurdu ki: "Rabbinize dönün. Tam bir alçak gönüllülükle, yalvararak ve tam bir nedamet ve pişmanlık ile O'na tövbe edin." "O'na nasıl tövbe ve rücû ederiz?" "Nefslerinizi öldürün. Böyle yapmanız, Rabbiniz katında sizin için hayırlıdır." Musa aleyhisselamın sözleri karşısında, gaflete ve münâfıkların hilesine düştüklerini anlayan İsrailoğulları, yaptıklarına çok pişman oldular. Onu ilâh edinmekle dalalete düştüklerini görüp anladılar. "Eğer Rabbimiz bize rahmet etmezse ve günahımızı magfiret etmezse; muhakkak ki biz hüsrana düşenlerden, en büyük zarara uğrayanlardan olacağız" dediler. Musa ve Harun (aleyhimüsselam), peygamberlik şefkatlerinden dolayı ağlayarak Allahü teâlâya duâ ettiler. Duâları kabul olunup kimseyi öldürmemeleri emredildi. Allahü teâlâ, İsrailoğullarının magfiret olunmaları, affedilmeleri için yaptıkları tövbenin de kabul olunduğunu bildirdi. Hazreti Musa'nın onlara; - Tövbeniz kabul oldu. Muhakkak ki, Allahü teâlâ tövbe eden kullarını çok magfiret ve onlara çok rahmet edicidir, dedi. Nitekim Bekara sûresinin 52. ayet-i kerimesinde de İsrailoğullarına hitaben; "Buzağı heykeline ibadet etmenizden sonra, tövbe ettiğiniz için günahınızı affettik. Ta ki, af nimetine şükredesiniz" buyuruldu. Bundan sonra Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama, İsrailoğullarının seçkinlerinden yetmişini getirip, kavminin buzağıya tapındıklarından dolayı özür ve af dilemelerini emretti. Musa aleyhisselam da kavminden yetmiş kişi seçti. Musa aleyhisselam bu yetmiş kişiyi tesbit ederken, İsrailoğullarının her bir kolundan altışar kişi seçti. Toplam yetmiş iki kişi oldular. Hazreti Musa; - Ben, yetmiş kişi götürmekle emrolundum. İki kişi ayrılıp, yetmiş kişi kalsın, buyurdu. Yetmiş iki kimseden hiç biri geri kalmak istemedi. Musa aleyhisselam; - Kalan da, bizimle gelen kadar sevaba kavuşacaktır, buyurdu. Bunun üzerine Yûşa bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ gönüllü olarak kaldılar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.